“Beşer zulmeder, kader adalet eder” sırrı

“Beşer zulmeder, kader adalet eder” sırrı Risale-i Nur’da da yerini alan ve ispat edilen “Beşer zulmeder, kader adalet eder.” sözü çok manidârdır. Çünkü “Başa gelen zulümlerde iki cihet var ve iki hüküm vardır: Biri insanın, biri kader-i İlâhînin. Aynı hâdisede insan zulmeder, fakat kader âdildir, adâlet eder.”[1] Evet “Beşer, zâhirî esbaba bakar; bazan yanlış eder, […]

Risâle-i Nur’da Cüz-i ihtiyârî

Risâle-i Nur’da Cüz-i ihtiyârî Cüz-i ihtiyârî veyahut irâde-i cüz’iye; insana Allah’ın verdiği az bir arzu serbestliği, dilediği gibi hareket edebilme kabiliyetidir. Yani kulların hür ve serbest olarak hareket etme arzusudur. “Bir silâh-ı insânî olan o cüz-i ihtiyârî, hem nakıs, hem kısa, hem âciz, hem icatsız olduğundan, kesbden başka bir şey elinden gelmez.”[1] Öyleyse insanın elinde […]

Hayır- Şer ve Fiiller

Hayır- Şer ve Fiiller Fenâ ve şer fiillerin durumu nedir? Bu fiiller zatında şer midir? Yoksa şerler esâsında şer değil, kul irâde-i cüzîyesi ile seçerek sû-i istimâl ile kendisine şer mi yapıyor? Sualler sürüp gidiyor… Cenâb-ı Hak hayırdan ve haseneden yanadır. Kullarının hayır işlemesini ister, şer işlemesini istemez. “Fakat seyyiatı isteyen, nefs-i insâniyedir—ya isti’dâd ile, […]

Kader Mes’elesi

Kader mes’elesi Kader, Cenâb-ı Hakk’ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyi bilip, Levh-i Mahfuz’unda takdiri ve yazmasıdır. Yani takdir-i İlâhîdir. Kadere îmân, her şeyin Allah’ın takdiriyle olduğuna inanmadır ve îmânın rükünlerindendir. Bir mü’min, her şeyi, hatta fiilini, nefsini Allah’a vere vere sonunda teklif ve mes’uliyetten kurtulmaması için karşısına cüz-i ihtiyâr çıkmakta, ona ‘Mes’ul ve mükellefsin!’ […]

Risâle-i Nûr’da Hüsün ve Kubûh

“Cenab-ı Hak, birşeye emreder, sonra hüsün olur; nehyeder, sonra kabih olur.” Demek emir ile güzellik, nehiy ile çirkinlik tahakkuk eder. Demek hüsün ve kubuh, mükellefin ıttılaına(bilgisine,öğrenmesine) bakar.(Mesnevî-i Nuriye) Beşerin iradesi ve sair sıfatları, mevcudatın hüsün ve kubuh, büyüklük ve küçüklük gibi ahvâlinden müteessir olduğu gibi, sıfât-ı İlâhiye müteessir olmaz. Sıfât-ı İlâhiyeye göre hepsi müsavidir.(İşârâtü’l-İ’câz) Evet, […]

İktirân, İllet ve Mukârenet

Gafletten neş’et eden dalâlet, pek garip ve aciptir. Mukareneti, illiyete kalb eder. İki şey arasında bir mukarenet olursa, yani daima beraber vücuda gelirlerse, birisinin ötekisine illet gösterilmesi o dalâletin şe’nindendir. Halbuki, devamlı mukârenet, illiyete delil olamaz.( Mesnevî-i Nuriye – Katre) İktirân: Birbirine yakın ve beraber olma, iki şeyin bir arada bulunmasıdır. Bir nimetin berâber gelmesidir.Mukârenet: […]

Kader; Hayır, Şer ve Fiiller

Fenâ ve şer fiillerin durumu nedir? Bu fiiller zatında şer midir? Yoksa şerler esâsında şer değil, kul irâde-i cüzîyesi ile seçerek sû-i istimâl ile kendisine mi şer yapıyor? Şahsım adına Risâle-i Nûrlardan istifâde edebildiğim kadar şunları söyleyebilirim. Cenâb-ı Hak hayırdan ve haseneden yanadır ve kullarının hayır işlemesini ister, şer işlemesini istemez. Öyleyse şerri nefs-i insâniye […]

İllet-i Tâmme

İllet-i tâmme: Herhangi bir şeyin var olması için lâzım gelen sebeblerin tamamıdır. Bu sebeplerin içinde esas olan ise elbetteki illet-i hakîkî olan kudret ve irâde-i Rabbâniyedir. “Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez.” Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir.(Sözler) “İllet-i tâmme ise, malûlu, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. (sözler)”Bu cümle bütün müşkülleri sanırım hallediyor olmalı. […]

Tercih Bilâ Müreccih

Tercih Bilâ Müreccih mi Muhâl? Yoksa Tereccuh Bilâ müreccih mi muhâl? Risâle-i Nûr eserlerinin anlaşılması kolay yerleri olduğu gibi şahsım adına her okuduğumda zorlandığım ve hep merak ettiğim bahislerin başında Kader Risalesi gelmiştir. Çoğu zaman bu zorlandığım yerleri direk okumuş ve zamana tehir etmişimdir. Bu kısım Kader Risalesinde ve İşaratü’l İ’caz’da geçen aşağıdaki bölümlerdir. Çok […]