Mübtıl, Bâtılı Hak Nazarıyla Alır

İnsandaki fıtratı mükerrem olduğundan, kasden hakkı arıyor. Bâzan gelir eline, bâtılı hak zanneder; koynunda saklıyor… Hakîkatı kazarken ihtiyarı olmadan dalâl düşer başına; hakikattır zanneder, kafasına geçirir.(Lemaat) İnsanın fıtratı ve yaratılışı mükerrem, şerefli, kıymetli olduğundan insan kasıtlı olarak, gerçekte ve hakîkatte isteyerek hakkı arıyor. Çünkü hakkı arama meyli insanın yaratılışına Allah tarafından isti’dad olarak konulmuştur. Bu […]

Kuvvet Hakka Hizmetkâr Olmalı

Hikmetteki desâtir, hükümette nevâmis, hakta olan kavânîn, kuvvetteki kavâid birbiriyle olmazsa müstenid ve müstemid: Cumhur-u Nâsda olmaz, ne müsmir ve müessir. Şeriatte şeâir; kalır mühmel, muattal. Umur-u nâsda olmaz, müstenid ve mu’temid.(Lemeat) Kuvvet hakka hizmetkâr olmalı, haklı olan kuvvetli olmalı. Yoksa kuvvetli olan haklı olmalıdır gibi bir durum zulümdür. Bu sır gereği kuvvet her halükârda […]

Nasrâniyet İslâmiyete Teslim Olacak

Nasraniyet, ya intifa ya ıstıfa bulacak. İslâm’a karşı teslim olup terk-i silâh edecek. Mükerreren yırtıldı, purutluğa tâ geldi, purutlukta görmedi ona salâh verecek. Perde yine yırtıldı, mutlak dalâle düştü. Bir kısmı lâkin, Bâzı yakınlaştı Tevhide; onda felâh görecek. Hâzırlanır şimdiden (*) yırtılmaya başlıyor. Sönmezse safvet bulup İslâma mal olacak. Bu bir sırr-ı azîmdir, ona remz […]

Menfaatı Esâs Tutan Siyâset Canavardır

Menfaat üzere çarhı kurulmuş olan siyâset-i hâzıra; müfteristir, canavar. Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.( Lemeât) Siyâset seyis kökünden gelir. Lügatler, “siyâset”i şöyle tarif eder: • Yeni Lügat: “Memleket idare etme sanatı. Devlet idare tarzı.” • TDK Sözlüğü: “Devlet işlerini düzenleme ve […]

Zaman olur ki, adem-i nimet, nimettir

Zaman olur ki, adem-i nimet, nimettir“Hâfıza bir nimettir. Fakat ahlâksız bir adamda, musîbet zamanında nisyân ona râcihtir.(Lemeât)”Âcizâne anlayabildiğim, insan hâfıza ile büyük nimete kavuşturulmuştur. Hıfzetmek ve geçmişin güzellikleri ile mütelezziz olmak insâniyetin gereğidir. Hem insanın hâfızası ahirette bizlere birer amel defteri olarak verilecek, bütün tarihçe-i hayatımız ve amellerimiz ortaya çıkacaktır. Bu nedenle de hâfıze bir […]

Kuvâ-yı İnsâniyye

Kuvâ-yı İnsâniyye Tahdid Edilmediğinden Cinâyeti Büyük Olur.Hayvanın hilâfına, insandaki kuvveler, fıtrî tahdid olmamış. Onda çıkan hayr ü şer, lâyetenâhî gider.Onda olan hodgâmlık, bundan çıkan hodbinlik, gurur, inad birleşse; öyle günah oluyor (*) ki beşer şimdiye kadar Ona isim bulmamış. Cehennem’in lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem olabilir.Hem meselâ: Bir adam, tek yalancı sözünü […]

Hayatın Hakîkati

Hayat kâinatta en kıymettar bir hakîkat ve perdesiz, vasıtasız, doğrudan doğruya Allah’ın kudreti ve Allah’ın husûsî tecellisine bakıyor. Bu nedenle de hayat her şeyi yaratan, sevk ve idare eden Allah’ın kudretinin mucîzelerinin en parlağı ve nûrânîsidir, en güzelidir. Ayrıca hayat Allah’ın birlik tecellilerinin en kuvvetli delili ve en parlak burhanıdır. Hayat; Allah’ın her şeyin kendisine […]

Büyük Görünme, Küçülürsün

Büyük görünme, küçülürsün Ey enesi çifteli, kafası da kibirli! Şu mizanı bilmeli: Her adam içinElbet cemiyet-i beşerde, içtimaî binada, görmek görünmek için şu mertebe denilen bir penceresi var.Ger pencere kamet-i himmetinden yüksekse, tekebbürle tetâvül edecek, uzanacak. Ger pencere kamet-i himmetinden alçaksa, tevazuyla tekavvüs edecek, eğilecek.Kâmillerde, büyüklük mikyasıdır küçüklük. Nâkıslarda, küçüklük mizanıdır büyüklük.(Lemeât)S – Neden tekebbür […]