Bâtınî Bir Hasse: Kuvve-i Hayâliye

Kuvve-i hayâliye, mâhiyet-i insâniyenin bir hizmetkârıdır. Bâtınî bir hasse, hattâ insaniyetin bir kuvâsı ve hâdimidir. Ancak bu hizmetkârı dünya lezzetleri tatmin etmemektedir. Mâhiyet-i insâniye, ebediyetle fıtraten alâkadardır. Bu alâkadarlık cihetiyle de özellikle kuvve-i hayâliye dünyaya sığmamaktadır. Ancak insanın kuvve-i hayâliyesi îmânın meyvelerinin lezzetiyle mesrur olabilir. İnsanın, emelleri, arzuları ve elemleri ve belâları dairesi, gözü, hayâli […]

Şemsiyeli Duâ

 Şemsiyeli Duâ  Şehrin kara teslim olduğu günlerden biriydi. Otobüsten indiğinde kendini daha fazla tutamamıştı. Gözlerinden dökülen birkaç damla yaş, yanaklarına kadar süzülmüştü. Kenarı bembeyaz ağaçlarla dolu yoldan evine doğru yürüyordu. Başı öne eğik, yavaş adımlarla ilerliyordu. Kolları, karın ağırlığından yere değecek ağaç dalları gibiydi. Omzuna sanki çok ağır bir yük bırakılmıştı. Kapıyı açan eşine selâm […]

Farklılıklar Fıtrîdir

 Farklılıklar Fıtrîdir Gâyemiz Kur’ân’ın hakîkatlerini anlamaya çalışmak ve o edviye-i Kur’âniyeden âlem-i asgarımıza Kur’ânî mânâların düşmesine çalışmak ve o hakîkatleri yaşamaya gayret etmektir. Şahsım adına farklılıklardan çok istifâde ediyorum. Öncelikle bir noktayı söylemeden geçemeyeceğim. Kişileri tartışmak ile fikirleri tartışmak çok farklıdır diye düşünüyorum. O halde yazılarımız fikirler üzerine devam etmesi en uygun olanıdır. Kırmak, üzmek, […]

Hoca Vehbi ve İhlâs Risâlesi

Hoca Vehbi ve İhlâs Risâlesi Üstad Bedîüzzamân Hazretleri Konyalı Hoca Vehbi Efendiye bir çoban talebesini gönderme hadisesi var ki enterasandır. Konyalı Hoca Vehbi Efendi Üstad’ın ve Risâle-i Nûrların aleyhinde konuşur ve bunu talebeleri duyar.Üstad’ın hizmetinde bulunan talebeleri heman öfkeye kapılarak “Üstadım bize izin ver O’na bunu soralım şeklinde heyecana kapılır ve harekete geçerler.” Üstad ise “Hayır olmaz.” der […]

Kuvve-i Akliye-i Melekiye ve Zihin

Kuvve-i akliye-i melekiye insana; nef’ ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz için verilmiştir. İdrâk, anlama ve tefekkür âleti olan kuvve-i akliye, insana has düşünme ve eşyanın sebeplerini yakalama ve esmâ lisânı ile tanıma melekesidir diyebiliriz. İnsan akıl ve fikir cihetiyle bütün mahlûkatın üzerinde bir mevkî almıştır. Akıl, hazine-i ilâhiyenin definelerini açmak için bir anahtar […]