Şahs-ı mânevî nedir?

“Bütün vazifeleri şahs-ı mânevîye bırakmak” Şahs-ı mânevî nedir? Şahs-ı mânevî; bir şahıs olmayıp, kendisine bir şahıs gibi muâmele edilen şirket, cemaat, cemiyet gibi ortaklıklar; belli bir kişi olmayıp bir cemaatten meydana gelen mânevî şahıstır. Şahs-ı mânevî; İslâmiyetin ruhuna uygun ve Risâle-i Nur eserleriyle daha bir dünyamıza girmiş ve bu asrın ‘olmazsa olmaz’ları arasında değerlendirilen özel […]

Îmâna Hizmet Cihetini Tercih Etmek

“Fitne-i âhirzamânın müddeti uzundur; biz bir faslındayız.1″ Beşinci Şuâ’daki ihbâr ile “Rivâyette var ki, ‘Fitne-i âhirzamân o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.’ 2 Bunun için bin üç yüz sene zarfında emr-i Peygamberî ile bütün ümmet o fitneden istiâze etmiş, azab-ı kabirden sonra ‘Mesîh Deccalın fitnesinden… Âhirzamân fitnesinden… (sana sığınıyoruz Allah’ım).’ 3 vird-i ümmet […]

Risâle-i Nûr’da Müceddidlik

Lügâtlerde “tecdîd” kavramı yenileme, yenilenme, yeni hale getirme olarak bilinir. Tecdîd hareketi meşrû’ ve sünnetullahtır. Şerîat-ı diniye ve fıtrîyenin bir lâzımı ve gereğidir. Müceddid; tecdîd eden, yenileyen, yenileyici, yeniden şekil veren, yeniden güçlendiren, kuvvetlendiren mânâlarında îzâh edilir. Hadîs-i şerife göre de her asır başında geleceği müjdelenen dinin yüksek hizmetkârı; dine yeni bir tarzla yaklaşan, asrın […]

Bedîüzzamân’ın Müjdelediği Genç Saîd’ler Olabilmek

Allahım! Efendimiz(asm)’e, âline ve ashabına, Cennetteki ehl-i Cennetin nefesleri sayısınca salât ve selâm et ve bereket ihsan et. Bizi, bu kitabın naşirini, arkadaşlarını, sahibi olan Saîd’i, anne ve babalarımızı, erkek ve kız kardeşlerimizi, onun sancağı altında saîdler olarak haşret; bizi onun şefaatiyle rızıklandır; bizi, onun âl ve ashabıyla beraber, rahmetinle Cennete koy, ey Erhamürrâhimîn. Âmin, […]

Risâle-i Nûrlarla Yaşamak

Bedîüzzamân Hazretleri Risâle-i Nûrların çok yerinde hep kendi nefsime hitaben demiştim cümlelerini sık kullanır. Çünkü insan, ahlâk ve fazîlete, hikmet ve ibrete ait olan birçok sohbet ve telkinlerini, doğrudan doğruya nefsine tevcih etmesi gerekir. Onun içindir ki;” Evet, nefsini beğenen ve nefsine i’timâd eden, bedbahttır. Nefsinin ayıbını gören, bahtiyardır.[1]” denilmiştir. Öyleyse, Refet Beyin mektubunda Üstad’ına […]

Îmân Hizmeti, Âhirzamân ve Bedîüzzamân

Risâle-i Nûrların dâvası öncelikle imân ve Kur’ân dâvasıdır. Çünkü Kâinatta bu dâvadav dâhâ büyük bir dâvâ yoktur. Bu nedenle de önceliğimizi ve konumumuzu belirlemememiz ve yerli yerinde îzâh etmemiz gerekir. Bu konuda da tahşidâd yapmamız gereken mevzûlar îmânî mevzûlardır. Bunun dışındaki konular ve mavzûlar tebeî durumdadır. Diğer meseleler, Risâle-i Nûrlarda yer aldığı kadar yanlış basmamak için […]