Zaman Seyli

Zaman seylinde akan mevcûdatın ezelden ebede seyahatının hikmeti günbegün dahâ şiddetli bir akış gösteriyor. Bu zaman nehrinde bütün mevcûdat ezelden ebede doğru akıyor. Yani zaman şeridine asılarak maziden hâle uğrayıp hâlde esmâ-i ilâhiyeye ayinedarlık yaparak istikbâle geçiyorlar. Öyleyse şu âlem-i fenâ, sermedî manzaraları teşkil eden levhaları zaman şeridine takıyor. “Şu mahlûkat, izn-i İlâhî ile, zaman nehrinde mütemadiyen […]

Ölüm Yokluk Değildir

(وَيُمِيتُ) Yani, mevti veren Odur. Yani, hayat vazifesinden terhis eder, fâni dünyadan yerini tebdil eder, külfet-i hizmetten âzâd eder. Yani, hayat-ı fâniyeden, seni hayat-ı bâkiyeye alır. İşte şu kelime, şöylece fâni cin ve inse bağırır, der ki: Sizlere müjde! Mevt idam değil, hiçlik değil, fenâ değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, […]

Sanal Âlemde Risâle-i Nûr Hizmetleri

“Bu zamanda Nûrlarla hizmet-i îmâniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.[1](Bedîüzzamân Saîd Nursî )” Teknolojik imkânların sağladığı kolaylıklarla bu zamanda Nûrlarla hizmet-i îmâniye de sanal âlem dediğimiz internet ortamlarıyla da muhtaç olanlara en kolay ve kısa yolla ulaştırılabiliyor. Hatta bir anda binlerce insana bir hakîkati çok kolay ve kısa bir […]

Maddî ve Mânevî Kalb

“Eyyub’u da hatırla ki, Rabbine şöyle niyâz etmişti: “Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.[1]” Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın yaralarından neş’et eden kurtlar kalb ve lisânına ilişince ma’lûmunuz kalben ubûdiyetine ve lisânen zikrine hâlel gelir endişesi ile münâcatta(duâda) bulunûr. Burada kalbe ilişen kurtlardan kasıt mecaz değil, bildiğimiz kurt iseler yani maddî kurtlar ise iliştikleri […]

İmtihân Dünyası

Kâinatın ve insanın yaratılmasının sırları ve hikmetleri ile ilgili pek çok soru sorulabilir. Bunlar insanlığın en büyük soruları olmalıdır. Bu sorular; ”Kâinat niçin yaratıldı? İnsanın yaratılmasının sırrı ve hikmeti nedir? Ben kimim? Nereden geldim ve nereye gidiyorum? Bu dünyada vazîfem nedir?”diye çoğaltılabilir. İnsanın öncelikli vazîfelerinden birisi de bu sorularına aklını ve kalbini tatmin ve iknâ’ […]

Risâle-i Nûr’da İnsan Denen Mucîze

 Hem madem gözümüzle görüyoruz ve aklımızla anlıyoruz ki; İnsan şu kâinat ağacının en son ve en cemiyetli meyvesi, Ve hakikat-ı Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm cihetiyle çekirdek-i aslîsi, Ve kâinat Kur’ân’ının âyet-i kübrası, Ve İsm-i Âzamı taşıyan âyetü’l-kürsîsi, Ve kâinat sarayının en mükerrem misafiri, Ve o saraydaki sair sekenelerde tasarrufa mezun en faal memuru, Ve kâinat şehrinin […]

Risâle-i Nûr’u İzâh Etmek

Bütün gâyemiz Kur’ân’ın hakîkatlerini anlamaya çalışmak ve o edviye-i Kur’âniyeden âlem-i asgarımıza Kur’ânî mânâların düşmesine çalışmak ve o hakîkatleri yaşamaya gayret etmektir. Risâle-i Nûrlar hepimizin ihtiyacını karşılayabilecek seviyede tarîh-i beşer noktasında emsâli ender eserlerdir. Çünkü “Tarîh-i beşer Risâle-i Nûr gibi bir eser kaydetmiyor.” tespiti merhum Zübeyir Gündüzalp’e aittir. Risâle-i Nûrlara muhatap olan bizler ve nesl-i […]

Risâle-i Nûr ile Hizmet Etmek ve Dünyaya Bakmak

Risâle-i Nûr’un maksâd-ı hakîkîsi; Kur’ân’ın cadde-i kübrâsında gidip ve kendimizi ve diğer insanları idâm-ı ebediden ve haps-i münferidden kurtarmaktır. Ve husûsi vazîfemiz de, Kur’ân’ın imânî hakîkatlerini tahkîkî bir sûrette ehl-i îmâna bildirip, onları ve kendimizi idâm-ı ebedîden ve daimî, berzâhî haps-i münferitten kurtarmaktır. Kur’ân-ı Hakîmin sırr-ı hakîkatiyle ve i’câzının tılsımıyla, bizim ve Risâle-i Nûr ‘un […]

Risâle-i Nûr’da Avrupa’ya Bakış

Yanlış anlaşılmasın, Avrupa ikidir. Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden bu birinci Avrupa’ya hitap etmiyorum.[1] Maatteessüf, güzel şeylerimiz gayr-ı müslimler eline geçtiği gibi, güzel olan ahlâklarımızı da yine gayr-ı müslimler çalmışlar. Güya bir kısım içtimaî ahlâk-ı âliyemiz yanımızda revaç bulmadığından, bize […]