Bedîüzzamân ve Terâvîh Namazı

Bedîüzzamân ve Terâvîh Namazı Özellikle Ramazân aylarında tartışılmaya açılan terâvîh namzazı ile ilgili Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri’nin hayatını ve tatbikatını araştırdık. Üstadın terâvîh namazını zaman zaman cemâatle kıldığı görülüyor. Hatta bir ay ramazan boyunca cemâatle terâvîh namazını kıldığını ve bazen de kıldırdığını Son Şahitler anlatıyor. Bediüzzaman Hazretleri’nin ramazan, namaz ve terâvîn namazı ile ilgili hatıralarını ve […]

Bedîüzzamân ve Namaz

Bedîüzzamân ve Namaz Bediüzzaman Hazretleri namaza imandan sonra en ehemmiyetli bir ibadet olarak bakar ve eserlerinde namaza dair çokça tahşidat yapar. “Kâinatta en büyük hakikat imândır, imândan sonra namazdır.” Der. Namazı terk edenler için de “Namaz kılmayan haindir; hainin hükmü merduttur.”[1] ifadelerine yer verir. Namaz imândan sonra en büyük hakîkat ve ibâdettir. İbâdetin mânâsı da […]

Teveccüh-ü Nâs

Teveccüh-ü nâs İnsan bu, mahiyetinde enva-i çeşit hissiyatlar var. Pek yüksek bir ruhu taşıyor. Nefsinde ve suretinde hiçtir ve hiç hükmündedir. Fakat vazife ve mertebe noktasında, şu kâinat-ı muhteşemenin seyircisi ve mütalâacısı hükmündedir. Cenâb-ı Hak insanın ruhuna vedia olarak gayr-ı mütenahi tohumları fıtraten derc etmiştir. İnsanın ihtiyâcâtının kesreti sebebiyle, çok çeşit çeşit hissiyat peydâ olmuştur. […]

Ahirzaman Garîbleri

Ahirzaman Garîbleri Yâ Rab, garibem, bîkesem(kimsesizim), zaîfem(zayıfım), nâtüvânem(çaresizim), alîlem(hastayım), âcizem, ihtiyarem, Bî-ihtiyârem(iradesizim), el-aman-gûyem(aman diliyorum), afv-cûyem(af diliyorum), meded-hâhem(yardım, imdad istiyorum), zidergâhet İlâhî(Senin dergâhından, katından ya İlâhi)![1] İşte böyle ifade ediyor Ahirzaman’ın Bediüzzaman’ı kendisini. Hem de Garîbüzzaman olarak bilindi “asırlardır beklenen” O Veli! Peygamber Efendimiz(asm) de, “İslâm garîb başladı, başladığı gibi (bir hale) dönecektir. Ne mutlu garîblere!”[2] […]

Siyaset Âlemindeki Vazîfe

Siyaset âlemindeki vazîfe Risâle-i Nur müellifinin cümle vezâifinden biri de “siyâset âlemindeki vazîfedir.” Bu vazîfe ümmetin içtimâî ve siyâsî prensiplerinin Ku’ân ve sünnetten asrımıza bir dersidir. Aynı zamanda bu vazîfe ümmetin sahil-i selâmete ulaşmasında büyük bir vazîfedir. Bediüzzaman Hazretleri Eski Saîd’i “İslâmın hayat-ı içtimâîyesiyle münâsebetdar”[1] olarak tarif eder. Ayrıca Vehhabilik bahsinde “Şu hadise, âlem-i İslâmın […]