İnsan, aziz bir misafirdir

İnsan, aziz bir misafirdir İnsan, Hâlık-ı Kâinatın kıymetli bir memuru ve şerefli bir misâfiridir. Hem de aziz bir misâfirdir. İnsanın azizliği, ona ikrâm edilen nimetlerden, en azından yediklerinden ve sofrasından bellidir. Koyun ot yiyor, sen; koyunun sütünü içiyorsun, etini yiyorsun. Tavuk, çöplükte eşiniyor ve öyle besleniyor. O mısır ve darı yiyor. Biz ise tavuğun etini […]

İnsan aldanır

İnsan nefis itibarıyla zayıftır, noksandır ve aldanır. Bediüzzaman da kendi nefsi üzerinden bizim nefsimize ders-i ibret kabilinden “Evet, insan aldanır. Ben de öyle bir dessasa aldandım.”[1] der. Bu tespit elbette ki bizlere bir ders ve îkazdır. Her daim teyakkuzda olmamız gerektiğini bildiren bir sözdür. Çünkü “Herkeste nefs-i emmâre bulunur. Bazı da hissiyat-ı nefsiye damarlara ilişir, […]

Asıl olan keyfiyettir

İnsanların kerîmleri, fazîletlileri sayıca az da olsalar, kıymetçe çokturlar. Keyfiyet ise, kabiliyete tâbidir. Az olduğumuza üzülmeyeceğiz! Çünkü, keyfiyeten az değiliz. Kâinat kuruldu kurulalı bu, böyledir. Cemâdat fazla, nebatat az. Nebatat fazla, hayvanat az; Hayvanat fazla, insanlar az; Kâfirler fazla, müslümanlar az; Amiler fazla, veliler az; veliler fazla, asfiyalar az; asfiyalar fazla, enbiyalar az.”[1] Hem de […]

Hissiyât-ı İnsâniye

Hissiyât-ı insâniye “Hissiyât güzel olursa, efkâr da müstakîm olur.”[1] İnsanın hissiyâtını ve efkârını münevver yapan muharrik, hiss-i dîndir. Hiss-i dîn ile en âmî ve cahil de olsa efkârı nurlanmış bir aydın gibi hassas olur ve o hiss-i dînden hislenir. Her bir hissin, bir yıldız gibi yükselmesi ve inkişâf etmesi için hiss-i dîn ile metezeyyin olması […]