Muhali talep etmemek lâzım…

Muhal, imkânsız olandır. Muhali talep etmek ise, imkânı mümkün olmayanı istemektir. Bir nevi fıtratın zıddına gitmektir. Şeriat-ı fıtriyeyi idrak edemeyip, kendi tevehhüsümüze göre tavır almaktır. Kaderde tayin edilen menfi neticeye kulaç atmaktır. Tevekküle riayet etmeden müsbet netice beklemektir. Zarara kendi rızası ile girmektir. Hatta başkalarını da zarara sokmaktır. Zaman, zemin ve şartlar müsait olmadığı halde, […]

Niyet ve ihlâs

Bu niyet meselesi, Bediüzzaman Hazretleri’nin kırk senelik ömrünün bir mahsulüdür. Niyet, kalbin bir şey`e karar vermesidir. Yani kalbin bir arzusu olup, fiil canibine yönelmesidir. Ayrıca niyet bir istek ve duygudur. Kalbe ait bir mânevî fiildir. Kalbdeki mânâların veya tesirât-ı hâriciyeden tevellüd eden temâyüllerin yönünü belirler. O müyûlâtın seyrinin devamında veya fiil hâline gelmesinden önceki arzu […]

Risâle-i Nur’un mâhiyeti

Risâle-i Nur, Kur’ân’dan mülhemdir. İlm-i vehbî ile te’lif edilmiştir. Risâle-i Nur’da vehbî olan ledünnî bir ilim vardır. Günümüze İslâmı doğru olarak aktarmıştır. Kanâatimiz o ki, Risâle-i Nur’daki bu muvaffakiyet, mânevî bir ilm-i ledün menbâının mahsülüdür. Başka bir şey değildir. Risâle-i Nur, şahıs merkezli değil, fenâ fi’l-ihvân merkezli bir yol ta’kip etmiştir. Şahıs odaklı değil, ortak […]