“Ey Tabib Efendi! Sen dinle, ben söyleyeceğim…”

Toptaşı Hastanesi’ne sevk edilen Bediüzzaman kendisini muayeneye gelen doktorla uzun bir konuşma yapar. Divan-ı Harb-i Örfî’ye “Kırk Dokuz Sene Evvel Devr-i İstibdat ve Said Nursî”[1] başlığı ile derç edilen bu konuşmada çok önemli ders, ikaz ve ihtârlar vardır. Çok uzun olan bu konuşmanın bir kısmını buraya alalım. Bediüzzaman “Tımarhanede tabiple vaki olan maceram olup ikinci, […]

“Bediüzzaman’da cinnet değil, dehâ vardır”

Bu mevzuda Gaziantep’in eski ve meşhur doktorlarından Dr. Hamid Uras şunları anlatıyor: “İkinci Meşrutiyet senelerindeydi. Biz Mekteb-i Tıbbiyede (Tıp Fakültesinde) talebe idik. Bediüzzaman da İstanbul’da bulunmaktaydı. Kendisi müderrisler içinde Fatih müderrisini beğenir, takdir ederdi. Onun ünvanı ve şöhreti her tarafa yayılmıştı. Daha sonra kendisini adlî tıbba sevkedilince adlî tıptaki doktorlar, muayenesini sohbet ederek yapıyorlar. Bediüzzaman […]

Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî terk-i terk

Tarîk-i Nakşî hakkında denilen “Der tarîk-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk / Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk” olan fıkra-i rânâ birden hatıra geldi.(Dördüncü Mektup ) Tarîk-i Nakşî’nin dört usûlü ve şu dört şeyi bırakması gerekir; *hem dünyayı, *hem nefis hesâbına âhireti dahi maksûd-u hakîkî yapmamak, *hem vücudunu unutmak, *hem ucba, fahre girmemek […]

Bedîüzzamân’ın Toptaşı’na gönderilmesi

Bediüzzaman Hazretleri kendi ifadesiyle tımarhaneye kadar nasıl sürüklendiğini şöyle ifade ediyor: “Bitlis vilâyetine tâbi Nurs Köyü’nde doğan ben, talebe hayatımda, rastgelen âlimlerle mücadele ederek, ilmî münâkaşalarla karşıma çıkanları inâyet-i İlâhiye ile mağlûp ede ede İstanbul’a kadar geldim. İstanbul’da, bu afetli şöhret içinde mücadele ederek, nihayet rakiplerimin ifsadatıyla merhum Sultan Hamid’in emriyle tımarhaneye kadar sürüklendim.”[1] Ayrıca […]

Şahitlerin dilinden Şekerci Hanı hatıraları

Bediüzzaman Hazretleri 1907’nin sonlarına doğru İstanbul’a gelmiş ve birkaç ay sonra Şekerci Hanı’na yerleşmiştir. Önce Medreset-üz-Zehra’sı için padişahla görüşmek istemesi, fakat görüşememesi, nihayet bir dilekçe ile Mabeyn-i Hümayun’a müracaat etmek sûretiyle teşebbüse geçmesinden sonra dikkatleri Şark’taki ilime ve Medreset-üz-Zehra gayesine çekmek niyetiyle Şekerci Hanı’nda ulemâyı münâzaraya davet etmeye niyetlendi. Kısa sürede daveti İstanbul uleması ve […]