İkinci Meşrûtiyet ve Bedîüzzamân

Bedîüzzamân “Otuz sene evvel olan kànun-u esâsîyi ve Hürriyetin ilânı”[1]meselesinden bahsederken Birinci Meşrûtiyet’in 1876 yılında ilan edilişini nazara sunar. Birinci Meşrûtiyet 23 Aralık 1876’dan 14 Şubat 1878’e kadar devam eder. Daha doğrusu 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın (93 Harbi) başlaması nedeniyle II. Abdülhamid’in 14 Şubat 1878’de Meclis-i Mebusan’ı kapatmasıyla sona erer. Dolayısıyla Birinci Meşrûtiyet olarak adlandırılan dönem, Osmanlı târihinin […]

Bediüzzaman tarassudhâneden ne zaman çıktı?

Bediüzzaman Hazretleri İstanbul’a geldikten sonra, etrafında cereyan eden hadiseleri ve birbiriyle çarpışan fikir akımlarını iyice tetkik ve tahlilini yaptıktan sonra, İstanbul’un hastalığını teşhis etmiş ve teâvi için çarelere başvurmaya başlamıştır. Lâkin tam o sıra, onun tımarhaneye sevk hadisesi olmuştur. Netice olarak Bediüzzaman’ın tımarhane günleri tarassudhâne devresi çok uzun süre devam etmiş değildir. Çünkü Hüriyet’in ilanı […]

Bediüzzaman Şişli’de kimin evinde kaldı?

Bediüzzaman İstanbul’a Şark’ın problemlerini görüşmeye ve maarif için Doğu’da din ve fen ilimlerinin birlikte okutulacağı medreseler açılması talebiyle Mabeyn-i Hümayun’a sunduğu eğitimin ıslahıyla ilgili arzuhalleri, başını derde sokmuştu. Çünkü Mabeyn-i Hümayun’a nüfuz etmiş olan zamanın idarecilerini Bediüzzaman’ın dilekçesi çok rahatsız etmiştir. Ayrıca Mabeyn-i Hümayun’a nezaret eden Zaptiye Nazırı Şefik Paşa ve sarayda görevli üst düzey bürokratlarla, […]

Bediüzzaman maaş ve ihsân-ı şahâneyi red ediyor

Bediüzzaman, Şarkın iki büyük ihtiyacı olduğunu ve bunların birincisinin millî birlik ve beraberlik, ikincisinin de dinî ilimlerle birlikte medeniyetinin inşâsında mühim rol oynayan fen bilimlerini öğrenmekten geçtiğini çok iyi biliyordu. Bu nedenle Şark vilayetlerinin eğitim meselelerini görüşmek için İstanbul’a gelmişti. Hatta Doğu’nun hastalığının cehalet olduğunu, cehaletin ise marifet (ilim) ile tedavi edileceğini söylüyordu. Bu hastalığı […]