Bedîüzzamân’ın Hürriyet Tespitleri

Ey hürriyet-i şer’î! Bediüzzaman’ın ilk hürriyet fikirlerine 1894 -95 yıllarında Mardin hayat devresinde tevafuk ediyoruz. Mardin’e gelmeden önce Birinci Meşrûtiyet ilân edilmiş, herkesin dilinde meşrûtiyet ve hürriyet dolaşıyordu. Bediüzzaman da bu sohbetlere bigâne kalmıyor, katılıyor ve fikir beyan ediyordu. Özellikle hürriyete, İslâmiyet namına sahip çıkıyor, “İmân ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte […]

Bediüzzaman’dan Meşrûtiyet tespitleri

Bediüzzaman, istibdadı tam tedavi edecek olan tiryak-ı Meşrûtiyeti şöyle tarif eder: İşte, Meşrûtiyet “Ve işlerde onlarla istişare et.[1] Onların aralarındaki işleri istişare iledir.”[2] ayet-i kerîmelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer’iyedir. O vücûd-i nurânînin kuvvete bedel, hayatı haktır, kalbi marifettir, lisânı muhabbettir, aklı kànundur, şahıs değildir. Evet, Meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz. Umum akvamın sebeb-i […]

İkinci Meşrûtiyet ve Bedîüzzamân

Bedîüzzamân “Otuz sene evvel olan kànun-u esâsîyi ve Hürriyetin ilânı”[1]meselesinden bahsederken Birinci Meşrûtiyet’in 1876 yılında ilan edilişini nazara sunar. Birinci Meşrûtiyet 23 Aralık 1876’dan 14 Şubat 1878’e kadar devam eder. Daha doğrusu 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nın (93 Harbi) başlaması nedeniyle II. Abdülhamid’in 14 Şubat 1878’de Meclis-i Mebusan’ı kapatmasıyla sona erer. Dolayısıyla Birinci Meşrûtiyet olarak adlandırılan dönem, Osmanlı târihinin […]