İdrak Marifetle Dolarsa…

İdrak marifetle dolarsa… Bütün eşyanın hakikati Esma-yı Hüsna’ya dayanır. İlimlerin şahı da, padişahı da iman-ı billâh ve marifetullah ilmidir. Çünkü beşeriyetin en büyük makamı, iman‑ı billâh içindeki marifetullah miracına çıkmaktır. Buna istinaden Bediüzzaman “Bütün hakikî saadet ve hâlis sürur ve şirin nimet ve sâfi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz.”[1] demiştir.

İrade, zihin, his ve latife-i rabbaniye

İrade, zihin, his ve latife-i rabbaniye Bediüzzaman ‘irade, zihin, his, latife-i rabbaniye’den bahseder. Bunlar aynı zamanda vicdanın anâsır-ı erbaası(dört unsuru) ve ruhun dört havassıdır. Bu dört hissin her birinin bir gayâtü’l-gayâtı (asıl gayesi) vardır. Allah’a hakîki kulluk ve takva bu dört hassayı şu mecralarda yürütmekle mümkün olur: 1. İradenin gayâtü’l-gayâtı; İbadetullahtır. İrade ibadet etmek için […]

İmân, Marifet ve Muhabbet Hakîkati

İmân, marifet ve muhabbet hakîkati Bediüzzaman “Aşk, şiddetli bir muhabbettir.”[1]der. Onun için aşkın temeli muhabbettir. Muhabbet, kalbin zevk aldığı şeye meyletmesidir. Elbette aşk-ı mecâzî, aşk-ı hakikîye inkılâb etmesi lâzımdır. Şöyle ki: “Dünyanın fâni yüzüne karşı olan aşk-ı mecazî, eğer o âşık, o yüzün üstündeki zeval ve fenâ çirkinliğini görüp ondan yüzünü çevirse, bâki bir mahbub arasa, dünyanın pek […]