Tevekkül-ü tembelâne

“Sizin atâlet bahanesi olan şu teşebbüssüz tevekkülünüz, nizam-ı esbâbı reddettiğinden, kâinatı tanzîm eden meşiete karşı temerrüd demektir. Şu tevekkül, döner, nefsini nakzeder.”[1] Bir işe teşebbüs etmeden yapılan tevekkül, tevekkül değil tembellik bahanesidir. Sebepler silsilesini reddeden fıtrat kánunlarına aykırı bir vaziyettir. Bu vaziyet kâinatı intizam altına alan Allah’ın meşietine karşı inat etmektir. Şu teşebbüssüz tevekkül, insanın […]