Tagayyür, inkılâp ve felâketlere mâruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskân edilen rûhun yaşayabilmesi için üç kuvveden birisi de kuvve-i sebûiye-i gadâbiyedir. Kuvve-i sebûiye-i gadâbiye, zararlı şeyleri defetmeye sevk eden gazab hissi ve duygusudur. Rûhun yaşayabilmesi ve zararlı şeyleri def için bu kuvve verilmiştir. Bu kuvvenin de üç mertebesi vardır.
Etiket: zulüm
Fücûr ve Humûd
“Cenab-ı Hakîm-i Mutlak, vaktaki rûhu, değişken ve çok şeylere muhtaç ve tehlikelere mar’uz olan insan bedeninde iskân eyledi. O bedenin veya içindeki rûhun idâmesi için ‘üç kuvve’yi onun içine tevdî’ buyurdu. Lâkin Cenâb-ı Hâkim-i Hakîm, sâir hayvanatın kuvvelerini bir tahdîd altında bulundurduğu halde, müsabaka ile terakkî edebilmesi sırrıyla, beşerin tekemmülünü iktiza eden hikmetiyle; insanın bu […]
Hodbîn, hodgâm, hodendiş…
“Ey fahre meftun, şöhrete müptelâ, medhe düşkün, Hodbînlikte bîhemtâ(eşşiz), sersem nefsim!”[1] *Hodbîn, yalnız kendi çıkarlarını düşünen, bencil insanların gösterdiği özelliktir. Hodbîn adam hem hodgâm, hem hodendiş, hem bedbin hususiyetler taşır. *Hodgâm,kendini düşünen, kendi gamını çeken, diğergâm olmayan demektir. “Hodgâm insan, bilmediği şeye düşman olduğu gibi, yetişmediği şeye de zıttır.”[2]
Tahakküm
Tahakküm; baskı ve zorbalık kurmak, hüküm altına almaya çalışmak, diktatörlük veotoriter fiiller göstermektir. Yani baskı, zorbalık ve hükmetmek mânâsında bir kelimedir. Tahakküm sıfatı, istibdadın fiilidir. İstibdad heveslisi kişilerde ve yönetimlerde vuku bulan bir davranıştır. Zulmün şiddetli bir nevidir. Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi olan tehevvürün menşei ve babası olan da istibdad ve tahakküm zulmüdür. Böyle bir zulümden nefis […]
Tarafgirlik
Tarafgirlik, hakkı haykırmayı ve zalime karşı gelmeyi engelleyen bir davranıştır. Zalim ile mazlumu aynı kefeye koymak, haklının yanında olmamak hâlidir. Tarafgirlik damarı gayet muzır ve zararlıdır. Tarafgirlik hissinin menbaı, tahtîecilik fikridir. Öncelikle şunu belirtelim, tarafgirlik damarı ihlâsı kırar ve hakîkati değiştirir. Tarafgirlik hissine siyâsetçilik de karışsa, insanı acîp hatâlara sürükler, haksızlıklara ve zulümlere sebebiyet verir. Bu […]
Kuvveti cehil ve vahşet olan istibdad…
Bediüzzaman’ın meşrûtiyet ve hürriyet tespitlerinden sonra, istibdad tespitlerini de toparlamamız ve tasnif etmemiz elzem oldu. Çünkü meşrûtiyet ve hürriyet güneşi, istibdad denilen yırtıcı devin nefesini kesecek ve insanlık böylece sulh-u umûmîyi yaşamış olacak inşâallah. İstibdadın vahşi prensipleri yerine, İslâmiyet’in ter-ü taze hürriyet prensipleri vaz’ edilecek. “İnşâallah, istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü […]