Tevehhüm

Tevehhüm Tevehhüm;  vehim ve evhamlanmaktır. Az bir tehlike ihtimâli olsa da çok korkmaktır. Yok olanı var zannetmekle ye’se ve korkuya düşmektir. Aslında olmayan bir şeyi var kabul ederek ümitsizliğe düşmek; yok olanı var zannetmekle kafada kurma ve kuruntuya kapılmaktır. Esassız ve yanlış düşüncelere kapılarak rahatsız olmaktır. Bazen de saçma bir hezeyandır. Tevehhüm, evhamın tahakkümüyle ve […]

Risâle-i Nûr’dan Tefekkürler

Risâle-i Nûr’dan Tefekkürler “Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. (Sözler, s:15)” Bismillah her hayrın başı, hayırlı işlerin mukaddemesi ve Sözler’in kapısının eşiği, Birinci Sözün ilk cümlesinin ilk kelimesi. Sanki Birinci sözün, bütün Sözlerin ve Risâle-i Nûr külliyatının anahtarı. Biz dahi başta ona başlarız. Evet, biz başlarız, çünkü bu kelime İslâm nişanıdır. Şeâir-i […]

Dimağda Merâtib-i İlim Muhtelifedir

Dimağda Merâtib-i İlim Muhtelifedir Bediüzzaman Hazretleri “muhabbet kalbde ve akıl dimağdadır; elde ve ayakta aramak abestir.”[1] der. Hem de “kulağın dimağa karabeti ve akıl ile sıla-i rahmi vardır.”[2] tespitini de aktarır. “İnsan yalnız cesetten ibaret değil; cesedi beslemek için kalb, dil, akıl, dimağ”[3] gibi hasseler ve duygular ile donatılmıştır. Dimağ, akıl ve şuur aleti olarak […]

RİSÂLE-İ NUR’DAN SİYÂSETE BAKIŞ

1.İhlâs ve siyâset “Otuz beş senedir ki, siyâseti bırakmıştım ve Nurculara da “Bırakınız!” diyordum. Sebebi, siyâset ihlâsı kırar.”[1] Görüldüğü üzere “siyâset ihlâsı kırar” hükmü Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ne aittir. Elbette ki ihlâsı kıran siyâset menfî tarzda istimal edilen ve hizmet esaslarına riayet etmeden rıza-i ilâhi odaklı değil, netice ve menfaat odaklı bir siyâsettir. Hem “Menfaat üzerine […]

Nur’un Kara Sevdalısı: Zübeyir Gündüzalp

Nur’un Kara Sevdalısı: Zübeyir Gündüzalp Zübeyir ağabey Üstadımızın “Bazan bir iki adam, bine mukabil geliyor.”[1] ifadesine mukabil gelen ender bir şahsiyettir. Ayrıca Üstad’ın “Konya kahramanı Zübeyir”[2] ve “Hakikî fedakâr Zübeyir”[3] taltiflerine mazhar olmuştur. “Zübeyir’in hararetli mukabelesi, Nurlarla iştigalleri güzel bir ilânat hükmüne geçti.”[4] Diyen Üstad Hazretleri Zübeyir ağabeyin Risâle-i Nurlarla iştigalini numune-i imtisal olarak göstermiştir. […]