İsm-i Nûr, Temsîlât ve Risâle-i Nûr

“Saîd Nûr ve talebelerini seyrederken, insan kendini âdetâ Asr-ı Saadette hissediyor. Yüzleri nûr, içleri nûr, dışları nûr… Hepsi huzûr içindeler. Temiz, ulvî, sonsuz birşeye bağlanmak; her yerde hâzır, nâzır olana, Âlemlerin Yaratıcısına bağlanmak, o yolda yürümek, o yolun kara sevdâ’lısı olmak… Evet, ne büyük saâdet![1]” Bu tesbîtler Osman Yüksel Serdengeçti’nin Tarihçe-i Hayat’taki mektubundandır. Evet, hakperest […]