Dârü’l-Erkâm’dan, Dârü’l Âhirzamâna

Kur’ân’ı anlamak ve hayata tatbîk edebilmekti bütün gayret. Kur’ân’la nefes alabilmek ve hâllenebilmekti bütün hasret. Tâ asr-ı saadette başladı bu hayrât. Gönüllerde tesîr-i azimini gösterdi o Hazret. Çünkü rûhların ihtiyacı, kalblerin mürebbisi, akılların muallimiydi o yüce Hitab. Îmân ile fark ediliyordu o kudsî sedâ. Telaşlanmıştı bütün müşrikler. Çünkü küffâra nûr, nar gibi görünmeye başlamıştı. Bundandı […]