Şeriat-ı İslâmiye

Sosyal hayatta bir işte muvaffak olmak isteyen Allah’ın kâinata koymuş olduğu fıtrî şerîat olan yaratılış kânûnlarına veya sünnetullah da dediğimiz kevnî kânûnlara uygun hareket etmesi gerekmektedir. Sosyal hayatın heyetlerinin bağlarına dikkat etmesi gerekir. Fıtrat kânûnlarını tanıyarak onlara uygun hareket edilmelidir. Aksi bir durumda yaratılış kânûnları olan fıtrat muvaffakiyetsizlikle cevap verecektir. Öyleyse içtimâî ve topluluğa âit […]

Temâyülat-ı Kalbîye

Evet, iman, kalbde, kafada daimî bir mânevî yasakçı bıraktığından, fena meyelânlar histen, nefisten çıktıkça ‘yasaktır’ der, tard eder, kaçırır. “Evet, insanın fiilleri kalbin, hissin temayülâtından çıkar. O temayülât, ruhun ihtisasatından ve ihtiyacatından gelir. Ruh ise, iman nuru ile harekete gelir. Hayır ise yapar, şer ise kendini çekmeye çalışır. Daha kör hisler onu yanlış yola sevk […]

Cerbeze ve Mahiyeti

Cerbeze; aldatıcı sözlerle kurnazlık yapmaktır. İkna edici konuşma halidir. Güzel ve aldatıcı konuşma becerikliliği ve haklı, haksız sözlerle hakikati gizlemektir. Sosyal hayatta çokça karşılaştığımız bir fiil olarak özelikle ölçüsüz ve dengesiz söz kurnazlılığıdır. Hakkı batıl, batılı hak görmeye kadar insanı götüren bir kayma ve kırılmadır. Kuvve-i akliyenin ifrat mertebesidir. Bütün kötülükleri görüp, hiç bir iyiliği […]

Müsbet Hareket

Müsbet Hareket “Mesleğimiz müsbettir; menfî hareketten Kur’ân bizi men ediyor.”(Tarihçe-i Hayat) Bediüzzaman sık sık der ki “Mesleğimiz müspet harekettir, menfi hareket değildir. Çünkü Kur’an bizi menfi hareketten şiddetle men ediyor.” Bu konuda öncelikle Risale-i Nurlar’dan “Müspet Hareket” ile ilgili yerleri alarak konunun çerçevesinin sınırları neler olabileceğine Bediüzzaman’dan izahları ekleyerek davam edebiliriz. “Bizim vazifemiz müspet hareket […]

Üç Elifin Sırrı

“Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakta bilmelisiniz.” (Lem’alar, 2005, s.393) cümlesi Risâle-i Nûr eserlerinin binlerce hakîkatinden sadece bir tanesidir. Risâle-i Nûr eserlerinin cümlelerini ve kelime dizilişini çok dikkatli okumak durumunda olduğumuzu bu cümle ile daha iyi anlıyoruz. Üstâd Hazretleri, bütün kuvvetinizi maddede, parada, makâmda, sayıda, fazla muvaffakiyette bilmelisiniz demiyor. “Bütün kuvvetinizi ihlâsta ve hakta bilmelisiniz.” diyor. […]