Hürriyet-i şer’iyye

  Hürriyet-i Şer’iyye Hürriyet meselesini Bedîüzzamân mükemmel izahlarla hiçbir itiraza mahal bırakmayacak netlikte tefsir ediyor ve bütün akılları ve kalbleri tatmin ediyor. Bedîüzzamân hürriyette “insan her ne sefahet ve rezalet işlerse, başkasına zarar vermemek şartıyla birşey denilmez ” (1) anlayışını kabul etmediğini söylüyor.” Öyleleri hürriyeti değil, belki sefahet ve rezaletlerini ilân ediyorlar ve çocuk bahanesi […]

İnsanın Vazîfe-i Fıtratı

İnsanın Vazîfe-i Fıtratı İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; Halık-ı Kainat’ı tanımak ve ona iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır ve iz’an ve yakin ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir.(Yedinci Şua) İnsanın en evvel ve en büyük vazifesi, tesbih ve tahmiddir. Evvelâ mazi, hal […]

Risâle-î Nûr’da Mehdi

   Risâle-î Nûr’da Mehdi بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ  فَقَدْ جَاءَ اَشْرَاطُهَا âyetinin bir nüktesi,bu zamanda akide-i avam-ı mü’minîni vikaye ve şübehattan muhafaza için yazılmış. Âhirzamanda vukua gelecek hâdisata dair hadîslerin bir kısmı müteşabihat-ı Kur’aniye gibi derin manaları var. Muhkemat gibi tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki tefsir yerinde te’vil ederler. وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ اِلاَّ اللهُ […]

Bedîüzzamân ve Saîd Halîm Paşa

  Bedîüzzamân ve Saîd Halîm Paşa Yalısı(Beni dünyâya çağırma)   Bedîüzzamân Kostroma esâretinden dönmüş ve İstanbul’a gelmiştir. Bu arada bir inkîlâb-ı rûhî geçirmektedir. Bu hâlet-i rûhiyesi O’nun Eski Saîd’den Yeni Saîd’e geçiş döneminin mukaddemesidir.   Bedîüzzamân bu arada çok cazip ve dünyâda O’ndan başka belki de kimsenin red edemeyeceği bir teklif alır. Bu teklifi kendisine […]

Bedîüzzamân’ın Üç Hedefi

  Bedîüzzamân’ın Üç Hedefi “Hedefi olmayan hedef olmaya mahkûmdur” sözü güzel bir söz. Hedef, emeldir. Varılmak istenen gayedir. Asıl maksattır. Biz de asrın sahibi Bediüzzaman Hazretlerinin üç hedefi üzerinde durmaya çalışacağız.  Bedîüzzamân’ın birinci hedefi: Yıl; 1900, yer; Van. İşte bu tarihte Bedîüzzamân dahâ önce 1897 yılında Van Valisinin dâveti üzerine Van’a gitmiş ve Valinin konağında […]

Bedîüzzamân Saîd Nursî

  Bedîüzzamân Saîd Nursî Bedîüzzamân Hazretlerini bir haftaya sığdırmak mümkün müdür? Elbette değildir. Çünkü O asırların adamıdır.  Asr-ı saadetin izdüşümlerini asrımıza taşıyan ve yaşayan bir müceddid, müçtehid ve mütefekkirdir. Onun içindir ki Bedîüzzamân’ı bir hafta ile anlamak ve kutlamak elbette yeterli değildir. Ancak böyle haftalar en azından Bedîüzzamân’ın, özellikle davasının ve Risâle-i Nûrların gündeme gelmesi […]

Risâle-i Nûrlar Sefine-i Nuh Gibidir

“Risâle-i Nûr, sefine-i Nuh gibi, Anadolu’yu cebel-i Cudî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tokatından kurtulmasına bir sebeptir.” (Kastamonu Lâhikası, 2006, s:178) Bedîüzzamân Hazretleri Risâle-i Nûrları Sefine-i Nuh’a benzetiyor. Bu benzetme elbette ki çok önemli. Nuh’un (as) zamanındaki tufan maddî bir tufan idi. Ve Nuh’a (as) imân edenler ve inananlar gemiye binerek dâvete icabet ettiler […]

Bedîüzzamân’dan Yadigâr 33 Hadîs

                                 Bismihi Sübhânehu   Üstâdımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 3. Defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyyesinde, şu gelen 33 hadis-i şerifeyi kendi evrad defterinde yazmış, bilâhare bâzı Nur talebeleri de, kendi defterlerinde kaydetmişler. Bunların bâzılarını, Üstâdımız kendi kalemiyle tashih edip, bâzı Arabî ve Türkî hâşiyeler ilâve etmiştir. Risâle-i Nur’un talebe-i ulûm şerefini kazandıran ve ilim içinde hakikata bir […]

Kur’ân Nedir? Tarifi Nasıldır?

Ramazân ayı oruç ayı olmakla birlikte aynı zamanda da Kur’ân ayıdır. Çünkü Kur’ân’ın semâ-i arza nüzûl edildiği ay ramazân ayında Leyle-i Kadirdir. Leyle-i Kadir’de Kur’ân inzâl-i kütüp olarak bir seferde semâ-i arza inzâl etti ve sonra da arz semâsından parça parça yirmi üç yılda nüzûl oldu. “İnzalin anlamı şudur: Kur`ân, bir bütün olarak Kadir Gecesi’nde […]