İttihâd; fikirlerin birbirine kaynaşması, dayanışma ve yardımlaşmada birlik aynı fikir etrafında birleşmedir. Tesânüd için ise üç elifin bir çizgi üzerinde maksatta birbirini desteklemesi, yardımlaşma ve dayanışması olarak düşünebiliriz. İttifâk ise fikirlerde birlik, fikri beraberlik veya birleşme ve söz birliği etmedir. Mesela müslümanlar fikrî olarak ittifâk yapmalıdır. Binlerce ittifâk noktaları vardır. Ancak ittifâk ve ittihâd hüdâdadır. […]
Gün: 1 Aralık 2009
Şâhs-ı Mânevînin Azaları
Şâhs-ı Mânevînin Azaları Risâle-i Nûr hizmetinin ihlâs, sadakat ve tesanüt sıfatlarından tezahür eden bir şahs-ı mânevîsi olduğunu biliyoruz. Bu şahs-ı mânevînin de çok kerametlere mazhar olduğunu okuyoruz. Şöyle ki; ”Evet, velâyetin kerameti olduğu gibi, niyet-i hâlisanın dahi kerameti vardır. Samimiyetin dahi kerameti vardır. Bahusus, lillâh için olan bir uhuvvet dairesindeki kardeşlerin içinde, ciddî, samimî tesanüdün […]
Risâle-i Nûr’da Şâhs-ı Mânevî
Risâle-i Nûr’da Şâhs-ı Mânevî Şahs-ı mânevî; bu kavramı ilk defa Risale-i Nur eserlerini okuduğumda duyduğumu belirtmek isterim. Sosyal hayatta kullandığım zaman da çoğu insanın bu kavramdan haberi olmadığını çok yaşadım. Hatta açıklamaya gayret ettiğim zamanlarda muhataplarımın pek ikna olmadıklarına şahit olmuşumdur. Çünkü geleneksel olan şahıs endeksli bir kültürden gelen insanlarımızın pek alışık olmadığı bir kavramdı […]
Kesâfetli Nefsin Tezkiyesi
Kesâfetli Nefsin Tezkiyesi “Nasıl toprak suya, havaya, ziyaya nisbeten kesafetli, karanlıklıdır; fakat masnuat-ı İlahiyenin bütün enva’ına menşe’ ve medar olduğundan bütün anasır-ı sairenin manen fevkine çıktığı gibi; hem kesafetli olan nefs-i insaniye; sırr-ı câmiiyet itibariyle, tezekki etmek şartıyla bütün letaif-i insaniyenin fevkıne çıktığı gibi; öyle de, cismaniyet; en câmi, en muhit, en zengin bir âyine-i […]
Risâle-i Nûr’da Nefs-i İnsâniye
Risâle-i Nûr’da Nefs-i İnsâniye Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de Yusuf (a.s)’ın dilinden nefsin kötülükleri işlemeyi, heva ve hevesi doğrultusunda Allah’ın emirlerine muhalefet etmeyi arzuladığını ve sahibini buna yönelmek için zorladığını bildirmektedir:” (Yusuf), nefsimi temize çıkaramam. Çünkü Rabbimin acıyıp koruduğu hariç, nefis aşırı şekilde kötülüğü emredicidir…” (Yusuf 12/53). Nefs, mahiyet bakımından maddi bedene muhalif, ama gül suyunun […]
Arş-ı Kemâlât Miraçları
Arş-ı kemâlât: Olgunlukların, mükemmelliklerin zirvesi, olgunluğun en yüksek derecesidir. Mârifet-i Sânii: Eşyayı tam bir hüner ve san’atla vücûda getiren sanatkârın mârifetidir.İnsanın vazîfe-i fıtratı arş-ı kemâlât olan en yüksek dereceye çıkarak Allah’a hakîkî kul olması ve rıza makâmına ulaşmasıdır. Allah, insanı arş-ı kemâlât derecesine çıkabilecek isti’dâdda yaratmış ve ona gayr-ı meş’ur hisler derc etmiştir.” İnsanın meşhur […]