Âhirzamân Asrı

Kıyametin yaklaştığı zamana âhirzamân denilir. Âhirzamân müddeti uzun bir zaman dilimidir. Biz bir faslında bulunuyoruz. Fitne ve fesâdın en şiddetli olduğu bir zaman aralığının adıdır âhirzamân. Bu nedenledir ki “Bu âhirzamân çok çalkalanıyor; bu fitne-i âhirzamân acîb şeyler doğuracağını ihsâs ediyor.[1]”diye ifade buyuruyor Bediüzzaman. Öyleyse âhirzamân asrı ve fitneleri dehşetlidir. Bu fitnelerin bir kısmı şöyle tasnif edilebilir:

* Ahirzamanda sefahet ve lehviyat için gayet israf ile (insanların)elinde mal durmaz, israfata akar. *Ahirzamanda şeâir-i İslâmiye tağyir, şeriat-ı Ahmediye(asm) tahrip edilir. Şeriat-ı Ahmediye (Aleyhisselâtü Vesselâm) ve şeair-i İslamiye inhisafa(tutulmaya) uğraması âlem-i İslâm açısından çok mühim bir hadisedir. Halbuki şeair-i İslâmiye, hukuk-u umumiye hükmünde olduğu için ona ilişilmez. Şeair-i İslâmiyeyi tahrip etmenin bu millet ve vatan ve âlem-i İslâm hakkında büyük zarar verdiği malumdur.

*Ahirzamada sıdk ve kizb omuz omuza gelip aynı dükkânda satılır. Ayrıca zıtlar tebeddül eder. ”Zulüm, başına adalet külahını geçirmiş. Hıyanet, hamiyet libasını giymiş. Cihada, bağy(isyancı) ismi takılmış. Esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdad, suretlerini mübadele etmişler.”[2]

*Ahirzamanda “Allah Allah Allah”  deyip zikreden tekyeler, zikirhâneler, medreseler kapanır ve ezan ve kàmet gibi şeâirde ismullah yerine başka isim konulur.”[3]

*Ahirzamanda tabiiyyun ve maddiyyun fikri kuvvet bulur. Tabiatperest ve maddeperest bir ideoloji her yere hâkim olmaya çalışır.

* Ahirzamanda âlimler dahi ilmi ile dalalete düşer, ilim azalır cehalet çoğalır. Din derslerinden tecerrüt eden maarif rehber edilip, tamimine şiddetle çalışılır.

*Ahirzamanda zamanın levhiyatları(nefsin istekleri), kebairleri(büyük günahları) ve bid’aları, birer câzibedarlıkla pervane gibi nefisperestleri etrafına toplar, sersem eder.

* Ahirzamanın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını hadisler haber verir. “İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek.”[4] diye ifade edilmiş.

* Eşhas-ı âhirzamanın fevkalâde iktidarlarından bahsedilmiş. Bu iktidarlar şahıslarla başlasa da şahs-ı mânevîlerle devam eder. Çünkü asır şahıs asrı değil, şahs-ı mânevî asrıdır.

*Ahirzamanda fevkalâde ve harika iktidarlar başa geçer, ekser icraatları tahribat ve müştehiyât(nefsin hoşuna giden şeyler) olduğundan, fevkalâde bir iktidar görünür. Çünkü tahrip kolaydır. Bir kibrit bir köyü yakar. Müştehiyat ise, nefisler taraftar olduğundan çabuk sirayet eder.

*Ahirzamanda meşru nikâh azalır veya kalkar. Terbiye-i İslâmiye zayıfladığı için âile hayatı tehlikeye girer.

*Ahirzaman fitnesi sihir ve manyetizma(telkin ve hipnoz yolu ile birini tesir altına alma) ve ispritizma gibi istidracî harikalarıyla kendini muhafaza eder ve herkesi teshir etmeye çalışır ve muvaffak olur.

*Mahşer-i ağraz halinde fesadların hüküm sürdüğü fitne-i ahirzaman içinde kör ve şuursuz birçok âmil ve mâniler hizmete engel olur.

* Tahrip kolay, tamir zor olduğu için ahirzamanda ifsad edici teknolojik araçlar ve aletler etkili olarak kullanılarak bir günah, iletişim vasıtalarıyla binler günah olarak yayılır.

*Ahirzamanda çocuk eğitimi zorlaşır, terbiye-i İslâmiye yerine, terbiye-i medeniye hâkim olur. “Terbiye-i İslâmiye yerine mimsiz medeniyet terbiyesi yüzünden, ondan, belki yirmiden, belki kırktan bir çocuk ancak peder ve validesinin çok ehemmiyetli hizmet ve şefkatlerine mukabil mezkûr vaziyet-i ferzendâneyi gösterir. Mütebakisi, endişelerle, şefkatlerini daima rencide ederek, o hakikî ve sadık dostlar olan peder ve validesine vicdan azabı çektirir.”[5]

* Ahirzamanda itimad ve güven azalır. ”Tahribkârâne eşedd-i zulüm altında o derece ahlâk bozulmuş ve metanet ve sadakat kaybolmuş ki, ondan, belki de yirmiden birisine itimat edilmez.”[6]

* Ahirzamanda Ye’cüc ve Me’cüc hâdisâtı vuku bulup hiçbir kayıt ve hürmet tanımayan anarşistlik mahsulünü verecek. Beşeriyet bu güruh-u anarşist taife ile siyasetle baş edemez vaziyete gelecek.

* Ahirzamanda dünya hayatı ahirete bilerek tercih edilir. ”Bu asrın acip hassasındandır ki: Elması elmas bildiği halde, camı ona tercih eder.”[7] Böylece kırk vefiyattan ancak bir kaçı kurtulmuş olur.

*Ahirzamanda âile hayatı bozulmuş ve Bediüzzaman bu hale karşı “Eyvah!” dedim. “İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır. Bu da mı bozulmaya başlamış?”[8] diyor. Böylece seküler bir hayat ve dünyevileşme hastalığı hızla ehl-i dini de içine almış olur.

*Rivayette var ki, “Fitne-i âhirzaman o kadar dehşetlidir ki, kimse nefsine hâkim olmaz.” Bunun için bin üç yüz sene zarfında emr-i Peygamberî ile bütün ümmet o fitneden istiâze etmiş, azab-ı kabirden sonra “Mesih Deccalın fitnesinden… Ahirzaman fitnesinden… (Sana sığınıyoruz Allah’ım[9]).” vird-i ümmet olmuş.[10] Çünkü âhirzamân fitneleri nefisleri kendilerine çeker, meftun eder. İnsanlar ihtiyarlarıyla, belki zevkle o fitnelere girerler ve yanarlar.

*Âhirzamân’dan haber veren hadîslerde; “ahirzamanda iki dinsizlik cereyanının kuvvet bulacağı, bu cereyanların ne denli dehşetli bir tahrîbat yapacağı; başta “zaman” olmak üzere her şeyin bereketinin nasıl kaldırıldığını; o zamana yetişildiğinde “siyaset canibiyle” mücadele edilemeyeceği, “ancak mânevî kılıç hükmünde i’câz-ı Kur’ân’ın nurlarıyla mukabele edilebileceği”[11] haber verilmektedir.

*Ahirzamanda zemin, zaman ve şartlar Hz. İsa(as) ve Hz. Mehdî-i Âzam(ra)’a müheyya olur. Çünkü bu şahıslar fitnelerin en dehşetli döneminde gelirler ve vazifelerini deruhte ederler. Birbirlerine mülâki olup yardım ederler.

Abdülbâkî Çimiç

[email protected]


[1] Barla Lâhikası, s.540

[2] Mektubat, s.799

[3] Şualar, s.921

[4] Şualar, s.924

[5] Kastamonu Lahikası, s.366

[6] Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s.82

[7] Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s.314

[8] Lem’alar, s.464

[9] Buhari, Daavât: 37, Müslim, Mesâcid: 127

[10] Şualar, s.923

[11] Tarihçe-i Hayat, s.233

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir