Bir Virüsün Düşündürdükleri

Bazı problemleri çözmek için ters işlem yapılır. Sosyal ve içtimâî hâdiseleri çözmek için de bazen ters düşünmek(ters mantık) gerekiyor. Malumunuz bütün dünya olarak bir musîbet altındayız. Elbette ki bu musîbet başıboş değil, sahipsiz değil, tesadüfî de değil. Biz böyle inanıyoruz. Ancak bu musîbet üzerine başka hesap ve kitaplar yapılmış, daha önceden bir proje üretilmiş gibi düşünmek hiç de boş olmasa gerek. Bu tür virüsler her sene farklı farklı mutasyona uğrayarak dünyaya yayılıyor ve önceden hangi çeşit bir mutasyona uğrayacağı hesap edilerek erkenden aşıları hazırlanıyor. Ölen ölüyor, kalan kalıyor, toplumda antikor oluşunca veya mevsimsel değişiklikler olunca da gündemden düşüyor. Eğer aşı şirketleri ellerindeki stokları bitirememiş iseler medya sektörü destekleniyor ve gündem ısıtılıp köpürtülerek stoklar sıfırlanıyor.(Kendi alanında ehliyetli, dünyada 114 akademik makalesi yayınlanmış ve projeleri olan bir Gen Profesörü’nden yüz yüze dinlediğime göre kuş gribinde bizzat bu yapılmış. Böylece stoklar sıfırlanmış.)

Şimdi gelelim bu günümüze. Artık dünyada 2020 itibarıyla farklı bir dünya düzenine geçileceği netleşmiş durumda. Silahla savaşlar dünyanın jandarması konumunda bulunan bazı devletlere ve global çetelere çok ağır bedellere mal oldu. Açıktan işgal edilen mazlum ve mağdur ülkeler; işgal edilirken kullanılan yalan ve kandırma gerekçeleri de artık gizli kalmıyor. Dünyanın zenginliklerine çöreklenen ülkelerin alenen yapmış olduğu bu fiilî saldırılar çok insanın nefretini çekiyor ve global virüslerin hesaplarını zora sokuyor. Gözlerini kırpmadan savaşlarda binlerce, hatta milyonlarca insanı katletmekten çekinmeyen zalimler, elbette bu savaşın başka yollarına başvurmak için çalışmış ve mesâi sarf etmiş olmalılar. Çünkü onlara göre dünya nüfusu çok kalabalık oldu ve dünyanın nimetleri bu kadar nüfusa yeterli gelmez. Öyleyse gelecek nesilleri korumak ve garanti altına almak için kendilerine göre yük kabul edilen ve atıl vaziyette bulunan yaşlı ve hasta insanların ölümü göz önüne alınmış olmalı.(Bu virüsun çocuklarda ve genç nüfusta çok etkili olmaması da ilginç bir durum.) Zaten bu kadar sayı savaşlarda ölüyordu, artık böyle ölsün. Bu ölümler üzerine kurulan yeni bir dünya düzeni devreye sokulmuş olsun. Böylece artık ekonomik olarak bazı ülkeler iflas ettirilmiş, bazı ülkeler bağımlı hale getirilmiş, bazı ülkelerde yönetimler değiştirilmiş, liderler götürülmüş ve yeni bağımlı liderlere yol açılmış olsun. Dünya neredeyse bir tek elden yönetilsin, o baronlar her şeye hâkim olsun, para ve ticaret artık internet üzerinde yürüsün, mânevîyat ve dinler bu gibi musîbetler ile çökertilsin. Bakınız musîbet karşısında sizin ne dininin, ne de duânız hiç bir fayda vermedi mesajları verilerek, dinler tarih sahnesinden silinsin. Bilim ve ilim her şeyin hâkimi mesajı verilerek, bu arada aşılar ve ilaçlar da bulunarak bilime kuvvet verilip kutsallaştırılsın. Niye olmasın ki? Daha doğrusu “Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevki ediyor.(Hakikat Çekirdekleri)” Hakikati tahakkuk ediyor.

Bu arada şunu da nazara sunmak isterim. Önce sosyal medyada, sonra da haberlerde yer alan Gaziantep’te hazırlanan mezar görüntüleri dikkat çekti. Bu mezarların korona virüsunden ölenler için hazırlandığı videoda yer aldı. Ancak Gaziantep belediyesi videoyu yalanlayarak mezarların çok önceden açıldığını, çünkü sadece il merkezinde günde normal 15 kişinin vefat ettiği söyledi.(Haberlerde bizzat dinledim.) Öyleyse sadece il merkezinde günde ortalama 15 kişi vefat ediyorsa, il genelinde bu sayı 50 veya daha fazla kişi olabilir. Bu hesapla bir istatistik hesabı yaparsak(İstanbul, İzmir ve Ankara gibi şehirler nüfus olarak Gaziantep’i beşe-ona katlar.) ülke genelinde günde yaklaşık 2000 civarı vefat eden insan olması gerekir. Tam istatistikleri bilmiyorum, ancak genel olarak dünyada günde ölen insan sayısının üç yüz binin(300.000) üzerinde olduğunu biliyorum. Şu bir gerçek ki dünyada yirmi beş bin(25.000) kişi günde açlıktan ölüyor. Türkiye’de istatistiklere göre 2018’de 426 bin 106 kişi hayatını kaybetmiş. Bu rakam aylık 36.000, günlük ise 1200 kişiye tetabuk eder. https://www.worldometers.info/tr/internet sitesini takip edebilirseniz. Dünya istatistikleri daha net anında takip edilebiliyor. Anlık doğum ve ölüm rakamları güncelleniyor. Maden böyle güncel yaşanan bir veri var. Şimdi korona virüs nedeniyle ölen insan sayısına dikkatleri çekerek, virüsun bulaşıcı ve belli yaş seviyesi ve kronik hastalık taşıyanlarda ölümcül vakaları da dikkate alınarak bunun üzerinde koparılan fırtına bana sıradan bir vaka gibi gelmiyor.

Bu durumda bizler ne yapmalıyız?

Elbette ki teyakkuzda olacağız, bile bile bulaşıcılık durumu yüksek olan bu virüstan uzak durmak için elimizden geleni yapacağız. Mütedeyyin ve işin ehli uzmanlarımızın tavsiyelerine uyacağız. Üzerimize düşenleri abartmadan ve ölçüyü kaçırmadan yerine getireceğiz. Ancak haberlerde ve tartışma programlarında tek taraflı ve algıya sebep olacak abartılmış fikirlerden de kendimizi muhafaza edeceğiz. Daha doğrusu “Beşer zulmeder, kader adalet eder.” Düsturu çerçevesinde, hadiselerin kaderî ve mânevî cihetini ihmâl etmeden, okumalarımıza, duâlarımıza ve fıtrî şeriatın bize tevdi ettiği sünnetullah kanunlarını uyarak; beşerin bulaşık eli ve fikrinin plan ve programlarının def’ine; yerine maddî ve mânevî bir dünya sisteminin devreye girmesine Rabb-i Rahîm’den niyaz edelim inşâallah. Bunun emareleri görülüyor. “Zira, beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak da istemez.(Hakikat Çekirdekleri)”

Elhasıl: “Göz ile görünmeyen bir mikrop, bir hayvancık, küçüklüğüyle beraber pek ince ve garib bir makine-i İlahiyeyi hâvidir. (İşarat-ül İ’caz)” Ey mağrur, mütekebbir, mütemerrid nefis! Sen öyle bir za’fiyet, acz, fakirlik, miskinlik gibi hallere mahalsin ki, ciğerine yapışan ve çok defa büyülttükten sonra ancak görülebilen bir mikroba mukavemet edemezsin; seni yere serer, öldürür.(Mesnevi-i Nuriye)

Abdülbâkî Çimiç

[email protected]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir