Nûrlarla İştigâl Etmek Lâzım

* Günlük muhakkak Nûrlarla iştigâl etmek lâzım ki nefsin gâflet kulağı olan kuvve-i vâhime şeytanın vesveselerini dinlemesin.

*Risâle-i Nûr üzerine derinlemesine tefekkür etmek lâzım. Çünkü Risâle-i Nûr tefekkürleri enfüsî âlemde çok büyük te’sir yapıyor. Gafleti parçalıyor! Ülfeti kırıyor! Ünsiyeti dağıtıyor!

* Uhuvvet-i İslâmiye ile mürtebit ve alâkadar olan, çok rabıta-i mânevîyeyi bulabilir. Birbirine mânen—lüzûm olsa maddeten—yardım eder ve etmelidir.

*Mü’min mü’mine affedici olmalı! Çünkü Allah affedenleri sever. Müslüman kardeşimize karşı affedici ve kerîm olmakta niçin cimrilik yapıyoruz?

*İnsan kusûrsuz olmaz! Çünkü insan melek değil, dünya da cennet değildir. Kusûrsuz muyuz ki kusûrsuz insan arıyoruz? Öyleyse affedici olalım!

*Tenkîd ederken aman dikkat! Şahs-ı mânevîyi incitecek fiillerden akrepten, yılandan kaçar gibi kaçmalıyız! Yoksa hatar-ı azîm olur!

*Cemaat hukûku şahıs hukûkundan daha önemlidir. Cemaat hukûkuna yapılan taarruz, şahıs hukûkuna yapılan taarruzdan çok daha mes’uliyetlidir. Aman dikkat!

*Şahıslar bizim istikâmet imtihanımız olabilir. Şahsın taklîd edilmesi de, tenkîd edilmesi de hatadır. Öyleyse prensiplerle hareket etmeliyiz.

* İnsanın sermayesi ise, cüz-i lâyetecezzâ gibi cüz’î bir şeydir. O cüz-i ihtiyarîsinin meydan-ı cevelânı, kısacık şu zaman-ı hazır ve bir ân-ı seyyaldir. “Evet, insanın elindeki cüz-ü ihtiyarî ile işledikleri ef’allerinde, Cenâb-ı Hakk’a ait netâici düşünmemek gerektir.” (On Yedinci Lem’a)

*İnsanın irâde-i cüz’iyesi zayıftır. Cenâb-ı Hak o zayıf, cüz’î irâdeyi, irâde-i külliyesinin taallûkuna bir şart-ı âdi yapmıştır.

İllet-i hakîkî, irâde ve kudret-i Rabbaniyedir. Kulun elinde ancak ve ancak çok zayıf bir irâde-i cüz’iyye vardır. Kul seçer, Allah yaratır.

* Şeytanlar ve şeytanlara uyanlar, dalâlete sülûk ettikleri için, küçük bir hareketle çok tahrîbat yapabilirler. (On Üçüncü Lem’a)

*Şeytanların kâinatta icad cihetinde hiçbir medhalleri yoktur. Ancak vazîfeleri şerdir, tahrîptir, ademîdir ve bozmaktır. Öyleyse sünnete sığınmalıyız. Çünkü sünnet-i seniyye hısn-ı hasîndir!

*Şeytanın bir fiili halk etme ve insana te’sîr etme etkisi yoktur! Hayrı önlemek için illet-i tamme şartlarını terk ettirme vesvesesi vardır.

Bâkî ÇİMİÇ-YENİ ASYA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir