Cebânet ve Tehevvür

Tagayyür, inkılâp ve felâketlere mâruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskân edilen rûhun yaşayabilmesi için üç kuvveden birisi de kuvve-i sebûiye-i gadâbiyedir. Kuvve-i sebûiye-i gadâbiye, zararlı şeyleri defetmeye sevk eden gazab hissi ve duygusudur. Rûhun yaşayabilmesi ve zararlı şeyleri def için bu kuvve verilmiştir. Bu kuvvenin de üç mertebesi vardır.

Tahakküm

Tahakküm; baskı ve zorbalık kurmak, hüküm altına almaya çalışmak, diktatörlük veotoriter fiiller göstermektir. Yani  baskı, zorbalık ve hükmetmek mânâsında bir kelimedir. Tahakküm sıfatı, istibdadın fiilidir. İstibdad heveslisi kişilerde ve yönetimlerde vuku bulan bir davranıştır. Zulmün şiddetli bir nevidir. Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi olan tehevvürün menşei ve babası olan da istibdad ve tahakküm zulmüdür. Böyle bir zulümden nefis […]

Bediüzzaman, Hürriyet, İstibdat ve Meşrûtiyeti Ders Veriyor

Bediüzzaman, Hürriyet, İstibdat ve Meşrûtiyeti Ders Veriyor Bediüzzaman, Şark ziyaretlerinde hemen her yerde, hürriyet, meşrûtiyet ve istibdat ile ilgili sorulara muhatap olmuştur. Bu yönde sorulan sorulara verdiği cevaplarda genellikle, istibdat ile meşrûtiyetin birbirine zıt olan tanımlarını vererek başlıyor. Gayet muknî ve itminan edici verilen cevaplardan bazı aşiret efradı memnun kalırken, bazıları tekrar tekrar sorular sorarak […]

Kuvveti cehil ve vahşet olan istibdad…

Bediüzzaman’ın meşrûtiyet ve hürriyet tespitlerinden sonra, istibdad tespitlerini de toparlamamız ve tasnif etmemiz elzem oldu. Çünkü meşrûtiyet ve hürriyet güneşi, istibdad denilen yırtıcı devin nefesini kesecek ve insanlık böylece sulh-u umûmîyi yaşamış olacak inşâallah. İstibdadın vahşi prensipleri yerine, İslâmiyet’in ter-ü taze hürriyet prensipleri vaz’ edilecek. “İnşâallah, istikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü […]