Rahman ve Rahîm tecellileri

“İnsanın nefsi, rahmâniyetin cilveleriyle, kalbi de rahîmiyetin tecelliyatıyla nimetlendikleri gibi, insanın aklı da hakîmiyetin letâifiyle zevk alır, telezzüz eder.”[1] Rahmâniyetin cilveleri şu hadsiz kâinatı şenlendirmekte, karanlıklı mevcûdatı ışıklandırmakta; hadsiz ihtiyâcât içinde yuvarlanan mahlûkatı terbiye emekte; bütün kâinatı insana müteveccih ettirmekte ve her tarafta ona baktırıp, muâvenetine koşturmakta ve bu hadsiz fezâyı ve boş ve hâli […]

Mânevî Kapılar

Esmâ-i Rabbâniye kapısı… Maddî kapıların yanında mânevî kapılar da var. Bunlardan en önemlisi; Esma-i Rabbâniye kapısı. Esmâ-i Rabbâniye kâinata tecelli eden esmâ temessülatıdır. Bir nevi eşyanın melekûtiyet cihetidir. Bu kapıdan girenler eşyada tecellî eden esmâ burçlarına çıkar. Kâinatı harfî olarak tefekkür eder. Mânâ okyanuslarına açılır. Esmâ penceresinden kitab-ı kâinatı taallüm eder. Esma-i Rabbâniye kapısı âyine-i […]

Mevcûdât

Mevcûdât, Esmâ-i Hüsnâ’nın tecellîyatını izhâr, ifhâm, îzâh için bir takım İlâhî mektûblardır ki, içlerinde yazılı deliler, bürhanlar, harikâlar  mû’cize-i kudrettir. Her biri birer vazîfe-i âliye ile muvazzaf birer me’mûr-u Rabbânîdir. Sultân-ı Ezel ve Ebed’in râiyeti hükmündedir. Mektûb-u Samedânî ve birer âyine-i esmâ-i Rabbâniyedir. Esmânın kudsî cemâllerini irâe eden âyinelerdir. Esmânın güzel nakışlarını gösteren levhâlardır. Esmânın […]