Risâle-i Nur’da Cüz-i ihtiyârî

Risâle-i Nur’da Cüz-i ihtiyârî Cüz-i ihtiyârî veyahut irâde-i cüz’iye; insana Allah’ın verdiği az bir arzu serbestliği, dilediği gibi hareket edebilme kabiliyetidir. Yani kulların hür ve serbest olarak hareket etme arzusudur. “Bir silâh-ı insânî olan o cüz-i ihtiyârî, hem nakıs, hem kısa, hem âciz, hem icatsız olduğundan, kesbden başka bir şey elinden gelmez.”[1] Öyleyse insanın elinde […]

Te’sîrât-ı hâriciyeye kapılmamak…

Te’sîrât-ı hâriciyeye kapılmamak… “Fert te’sîrât-ı hâriciyeye karşı daha az mukavimdir.”[1] Bu zaman ve zeminde ancak bir cemâat ruhu taşıyan şahs-ı mânevî te’sîrât-ı hâriciyeye karşı mukavemet edebilir. Çünkü “Müteaddid eşya bir cemaat şekline girse, bir şahs-ı mânevîsi olacaktır. Eğer o cem’iyet, imtizac edip ittihad şeklini alsa, onu temsil edecek bir şahs-ı mânevîsi, bir nevi rûh-u mânevîsi […]