Esmâ Hazînesi: Kur’ân

Kur ân, şu büyük kâinat kitabının ezelde takdir edilen Rabbimizin marziyatı ve maksadının bir tercümesidir. Ezel Allah’ın geçmiş, hâl ve geleceği an olarak tuttuğu ve an olarak hükmettiği caniptir.

Allah ilm-i ezelisinde kâinat için irâde etmiş olduğu bütün maksatlarını Kur’ân’da bildirmiş olduğundan o mukaddes kitabımız olan Kur’ân, kâinatın şifrelerini ve maksatlarını tercüme etmekte ve îzâh etmektedir.

Allah’ın kelâmı olan ve bütün varlıkların mânâ, mâhiyet ve vazîfelerini açıklayan mevcûdâtın tercümesi hükmünde olan Kur’ân-ı Kerîmdir. Bu kitapla yüce Allah büyük kâinat kitabının ezelî tercümesini yaparak bizlere bildirmiştir.

Yüce Allah’ın kâinata koyduğu yaratılış kànunlarını okuyan, îzâh eden ve bize bildiren de Kur’ân’dır. Bu ayetleri çeşitli lisânlarla tercüme ederek yüce yaratıcımız Allah(cc) bize bildirmekte ve Efendimiz Hz. Muhammed (sav) de bu kâinatın fıtrî kànunlarını ve gizli hazînelerini Kur’ân’dan okuyarak hem yaşamış hem de bizlere okumuş ve tercüme etmiştir.

Öyleyse bütün ilimleri fen ve felsefe de dâhil, okumak ve anlamak için Kur’ân’a müracaat etmeliyiz. Kur’ân’ı anlamak ve bu ilimleri fehmetmek bizim için zor olabilir. Bu durumda da Efendimiz (sav)’e ittibâ’ etmeli ve O’nun her asırda veresesi (vârisi) hükmünde olan âlimlere ve müceddidlere uymalıyız ki Kur’ân’ın mütenevvi (çeşitli) ilimlerinden ve kâinatı okuyan tercümesinden mahrûm kalmayalım.

Kur’ân şu âlem-i gayb ve şehâdetin ve kâinat kitabının müfessiri, tefsîri, tâ’rîf edicisi, îzâh edicisi ve mükemmel olarak açıklayıcısıdır.

Müfessir, tefsîr eden, îzâh eden, anlayabildiği mânâyı söyleyen demektir. İşte Kur’ân gördüğümüz ve görmediğimiz âlemlerin müfessiri ve îzâh edicisidir. Elbette ki Kur’ân’ın bizim anlayamadığımız cihetlerini Efendimiz (sav) ve O (sav)’nun neslinden her asırda gelen müceddidler tefsîr etmişler ve bizlere îzâh etmişlerdir

Kur’ân yeryüzünde ve gökyüzünde gizli olan Allah’ın güzel isimlerinin ve mânevî hazînelerinin keşfedicisidir.

Esmâ-i İlâhiye, Allah’ın güzel isimleridir. Kâinattaki bütün mevcûdâd bu güzel isimlerin tecellileridir. Kur’ân mâdem kâinat kitabını okuyor ve anlatıyor, öyleyse zahiren gizli olan Allah’ın güzel isimlerini keşfedip îzâh eden yine Kur’ân’dır. Kur’ân bu mânâda mükemmel bir kâşifdir.

Kur’ân, hâdiselerin satırları altında gizli ve saklı kalan hakîkatlerin ve hazînelerin anahtarıdır. Kâinatta her bir hâdise Allah’ın esmâ hazîneleridir. O hazîneleri açıp kıymettar esmâ mücevherâtının mânâlarını okumak için öncelikle hazîneyi açmak gereklidir. İşte Kur’ân o güzel isimler hazînesinin ahahtarıdır.

Bâ’zen bir anahtar hazîneden dâhâ kıymettardır. Çünkü hazîneyi açmak için anahtar çok önemlidir. Aynen öyle de Kelâm-ı Ezelî olan kitabımız Kur’ân’ı Azîmüşşan kâinatta gizli olan yüce Allah’ın tecelli-i esmâlarını ve hazînelerini açan bir anahtar hükmündedir. Devamı var…

Bâkî ÇİMİÇ

[email protected]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir