Rûhun mânen terakkisi

Cenab-ı Hak teâla ve tekaddes, insanı halk etmeyi irade buyurduğunda; Onu, kâinatı içinde cem’eden cami bir nüsha kılmış, onsekizbin âlemi müştemil olan âlem kitabına da bir fihriste etmiştir. Belki, hayat ve vücut ile berâber, kıymettar bir rûh cevheri ona verilmiştir. İnsanın rûhu, en latîf ve sabit bir cevherdir. Ve insanın rûh cevherinde Cenâb-ı Hak taâlanın […]

Müyûlât-ı kalbiye ve Temâyülât-ı aklîye

Hilkat ağacının neticesi ve semeresi insandır. Malûmdur ki, semere bütün eczânın en ekmeli ve kökten en uzağı olduğu için, bütün eczânın hâsiyetlerini, meziyetlerini taşır ve içine alır. Hilkat-i âlemin hakîkî gâyesi hükmünde olan çekirdeği yine insandır. Hayy-ı Ezelî kâinatı hayat için halk etmiş ve kâinatın merkezine hayatı ve insanı koymuştur. Hayatın hâlis ve sâfi bir […]