Nefse İ’timâd Etmemek!

Çok adamlar gördüm ki nefsine itimâd ederek kendini haklı gösterip tenkîd hastalığına tutulmuş. Hâlbuki sırr-ı ihlâs, ferâgati ve affetmeyi istiyor. Affedenler kazanıyor. Ancak nefis affetmeyi pek sevmiyor. Öyleyse nefsin hatırını kırıp, hakkın hatırına taraf olmalıyız. Nefsine itimad eden belâyı bulmuştur. Çünkü nefis münekkiddir. Kardeşine karşı acımasızdır. Daima kendini haklı, muhatabını haksız görür. Ona güvenme! Çünkü […]

“Ene”den “hüve”nin tebârüz etmesi

“Hayat-ı insâniyenin vezâifinden biri de, kendi cüz’î sıfatlarını, şuûnatını, Hâlıkın küllî sıfatlarını, şuûnatını fehmetmek için bir mikyas yapmaktır.[1]” “Öyle ise, nefsindeki ene’yi yırt, Hüve’yi göster.[2]” Ene ve enâniyet birbirine yakın iki kavram. Ene ben, enâniyet ise benlik, kendini beğenme, bencillik, egoistlik olarak lügatlerde îzâh ediliyor. Belki de eneden enâniyet tebârüz ediyor. Halbûki “ene”den “hüve”nin tebârüz […]

Fıskın mâhiyeti ve menşeî

Fısk, Bakara Sûresi’nde: ”O fâsıklar ki, Allah’a verdikleri sözü bozar, Allah’ın akrabalar ve mü’minler arasında riâyet edilmesini emrettiği bağları keser ve yeryüzünde fesâd çıkarırlar”1 şekliyle geçmektedir. İnsanlar, “kuvve-i gadabiyenin galebe ve tecâvüzüyle tecâvüz ederek ahkâmın terkiyle zulüm ve fıska düşmüşlerdir. Zulüm ve fıskta hasîs ve hayırsız bir lezzet görüldüğünden, onlardan nefis teneffür (nefret) etmez. Kur’ân-ı […]

Risâle-i Nûrda Nefis

1.Nefis daima kötü şeylere sevk eder(Yusuf Sûresi,53)  2. “Ey nefis!” (S: 7) 3. “O iki nefer ise, biri feraiz-i diniyesini bilen ve işleyen ve kebairi terk ve günahları işlememek için nefis ve şeytanla mücahede eden müttaki müslümandır.” (S: 23) 4. “Ve o harb ise; nefis ve heva, cin ve ins şeytanlarına karşı mücahede edip günahlardan […]

Yalan Bitti; Yol İkidir: Ya Doğru, Ya da Sükût!

Yaşadığımız âhirzamân asrında, asr-ı saadetten günümüze gid gide ve gele gele, sıdk ve kizb ortasındaki mesafe azala azala, omuz omuza geldi. Bir dükkânda ikisi berâber satılmaya başladığı gibi, ahlâk-ı içtimaiye bozuldu. Propaganda-i siyâset, yalana fazla revaç verdi. Yalanın müthiş çirkinliği gizlenip, doğruluğun parlak güzelliği görünmemeye başladı. İşte böyle dehşetli bir âhirzamân asrının insanlarıyız ve Müslümanlarıyız. […]

Dezenfekte Olmak

İnsan bu yâ! Her şeyden müteessir olan bir mucîze-i kudret. Aczi ve fakrı nihâyetsiz, düşmanları ve ihtiyaçları da sonsuz bîçare bir mahlûk. Onun için her daim sonsuz bir kudrete ve rahmete muhtaç. Hem de öyle bir kudret ve rahmete istinâd etmeli ki sonsuz acz ve fakrına cevap verebilsin. Hem de nihayetsiz düşmanları def edilip ihtiyaçları […]

Ülfet

Risâle-i Nûrlarda ülfet, gaflet ve ünsiyet kavramları epey zengin olarak işlemiş ve gerekli îzâhları da yapılmıştır. İnanıyorum ki çok güzel bir enfüsî derstir. Bu yazımızda dahâ çok ülfet kavramı üzerine Risâle-i Nûrları taradık ve ülfetin mâhiyetini ve kurtulma çarelerini toparladık. Ülfet; alışma, alışkanlık kazanmadır. Ünsiyet ve huy edinme olarak da düşünebiliriz. Ülfet, alışkanlık, âdet ve […]

Hevâyı Hüdâya Sevk Etmek

Kur’ân-ı Kerîmde “Hevâ ve heveslerini kendisine mâbud edinen kimse.[1]” buyrulur. Kur’ân’ın nazarında hevâ, dalâlete ve sapkınlığa en yakın bir hâldir. Kur’ân’da Cenâb-ı Hak; Rasulullah (sav)’e şöyle emreder: “Ben Allah’tan ayrı olarak çağırdıklarınıza ibâdet etmekten men olundum” de, “Ben sizin hevânıza uymam, o zaman dalâlete düşerim ve hidâyete erenlerden olmam [2].” Bir başka ayette ise: “Allah’tan […]

İğtinâm-ı Fırsat

İğtinâm-ı fırsat; fırsatı ganimet bilmek, fırsatı kaçırmamak, fırsattan istifâde etmektir. Esâsında hayat büyük bir nimettir. Zaman ise o nimeti gayat’ül gâyata sevk etmekte istimâl edilecek en önemli zemberektir. Fırsatlar ise stok edilmez. O halde hayatımızın en önemli gâyesi Kur’ân ve sünnet-i Resûlullah(sav)’ı asrımıza en eşmel ve mükemmel bir sûrette tefsîr eden Risâle-i Nûrları okumak, anlamak, […]