Çeşitlemeler

Çeşitlemeler *İnsanın niyeti kadar metodu da meşru olmalıdır ki isabetli bir yol takip etmiş olsun. *Niyetimiz ilâ-i kelimatullah ise, metodumuz sünnet-i Rasulullah olmalıdır. *Bir Nur Talebesi Risâle-i Nur’dan isbat edemeyeceği hiç bir meseleyi ulu orta istimal etmemelidir. Yoksa hakikate hürmetsizlik etmiş olur. *Hizmette şaşmaz bir ölçü: “Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati […]

RİSÂLE-İ NUR’DAN SİYÂSETE BAKIŞ

1.İhlâs ve siyâset “Otuz beş senedir ki, siyâseti bırakmıştım ve Nurculara da “Bırakınız!” diyordum. Sebebi, siyâset ihlâsı kırar.”[1] Görüldüğü üzere “siyâset ihlâsı kırar” hükmü Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ne aittir. Elbette ki ihlâsı kıran siyâset menfî tarzda istimal edilen ve hizmet esaslarına riayet etmeden rıza-i ilâhi odaklı değil, netice ve menfaat odaklı bir siyâsettir. Hem “Menfaat üzerine […]

Risâle-i Nur’un esâs mesleği…

Risâle-i Nur’un esâs mesleği… Risâle-i Nur’un esâs mesleği hakiki ihlâs olmak cihetiyle[1]; Nurun mesleğinin en mühim esâsı sırr-ı ihlâstır. Risâle-i Nur’un hakiki mesleği sırf imânî ve uhrevîdir. Onun için mesleğimiz sırr-ı ihlâsa dayanan hakaik-i imâniyedir. “Madem mesleğimiz azamî ihlâstır; değil benlik, enaniyet, dünya saltanatı da verilse, bâkî bir mesele-i îmâniyeyi o saltanata tercih etmek azamî […]

Kalbden akla giden yollar…

Kalbden akla giden yollar… -Bu bir meslek ve meşrep yazısıdır- Bediüzzaman Hazretleri “Nur-u akıl kalbden gelir”[1]der. Ayrıca “Kalpsiz akıl olamaz.”[2] Diyerek önemli bir noktaya temas eder. Hatta “Ziya-i kalbsiz olmaz nur-i fikir münevver.”[3] Çünkü kalb îmânın mahallidir. “İmanın yeri kalbdir; dimağ ise oluyor ma’kes-i nur-i îmân.”[4] Kalb, insanın mahiyetinin çekirdeği ve hayatın mihveri durumundadır. Onun […]

Azîm bir heyetin tesânüdüyle çalışmak…

Azîm bir heyetin tesânüdüyle çalışmak… Uzun sayılabilecek bir tedkikat ile Risâle-i Nur’un müteferrik yerlerinden bir araya getirmeye çalıştığımız “Risâle-i Nur’dan Siyasete bakış” yazılarımız Yeni Asya Gazete’mizde tefrika edildi. Bu süre içersinde çeşitli vesilelerle bizlere ulaşan ve uzun süreli telefon görüşmelerimiz ile katkıda bulunan ağabey ve kardeşlerimiz oldu. Ayrıca hem emailimize, hem de sosyal medya ile […]

Şahs-ı mânevî ve hizmet pergeli…

Şahs-ı mânevî ve hizmet pergeli… Yıllar önce entelektüel bir yazar, aynı zamanda ferden zeki ve müdakkik bir zat ile bir hasbihâlimiz olmuştu. Husûsî bir sohbetimizde ferden şahsî hizmetlerini ifade etmek için şöyle manidâr bir temsil anlatmıştı. “Benim bir pergelim var. Bir ucu Risâle-i Nur’da, diğer ucu ümmet-i Muhammed’de. Onun için çağrılan her yere seminer, konferans […]

Fihrist Risâlesi’nin İkinci Kısmı: Onuncu Şuâ

Fihrist Risâlesi’nin İkinci Kısmı: Onuncu Şuâ Geçen haftadan devam… Onuncu Şuâ, Fihriste Risâlesi’nin ikinci kısmıdır. Şuâlar eserinde Onuncu Şuâ boştur. Kısaca şöyle bir açıklama yapılmıştır. Onuncu Şuâ; Bu Şuâ, on Beşinci lem’adan itibaren buraya kadar olan Risâlelerin fihristidir. Her eserin kendilerine ait ciltlerin sonlarına derç edilmiştir.[1] Onuncu Şuâ olan Fihrist Risâlesi’nin “Onuncu Şuâ” fihristinde ise […]

Sırr-ı ihlâs (2)

Sırr-ı ihlâs (2) Risale-i Nur’un dâiresindeki hâlis, pek kuvvetli ve her ferdine çok ruhları kazandıran ve Sahâbenin sırr-ı verâset-i Nübüvvetle meşreb-i uhuvvetkârânesini gösteren ‘meşreb-i hıllet ve meslek-i uhuvvet’ hakikatidir.”1 Bu sır içindir ki Bediüzzaman Hazretleri de Sahâbe Efendilerimize hüve hüvesine ittiba etmiştir. Çünkü sırr-ı ihlâsa mazhar olmak öncelikle Sahâbe Efendilerimize mahsustur. Çünkü Sahâbeler nübüvvetin rü’yetine […]