Yusuf(as)’ın İmtihânı

Yusuf(as)’un imtihanı Yakub(as)’a, Cenab-ı Hak on iki erkek evlat verdi. Kendisi gibi peygamber olacak olan Yusuf (as), bunlardan birisidir. Bu evlatları arasındaki yaşanan hadiseler, O’nun hayatında çok önemli gelişmelere ve hadiselere sebep olur. Yakub(as)’ın, Yusuf(as)’a gösterdiği aşırı muhabbet ve annesinin farklı olması diğer kardeşleri tarafından kıskanılmasına sebep olur. Bu kıskanma onun vücudunu ortadan kaldırmaya kadar […]

Okçular tepesini terk eden sahabeler kimlerdi?

Tevafuken bir yazı dikkatimi çekti. Beni derinden sarstı ve kalbî bir ah(!) çektirdi. Hakikaten ilgili yazının özelikle iki bölümü ilginçti. Her zamana hitap ettiği gibi, günümüze daha ziyade hitap ediyordu. Yazının konusu Uhud Harbi’nde Okçular Tepesi’ni terk eden sahabeler hakkında ve gıybet bahsi ile devam ediyordu. Nedense her daim asr-ı saadet okumaları ve kareleri hep […]

Alan da pişman, almayan da…

Bazı meseleleri anlatmak için ya bir kıssa, ya da temsili hikâyecikler anlatırız. Risâle-i Nur müellifi Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri’nin de temsilî hikâyecikleri çokça istimal ettiğini biliyoruz. Çünkü, temsilât Kur’ânî bir metoddur. Anlatmak istediğimiz hakîkatleri okuyucuya daha kalıcı ve tesirli anlatmada etkili bir yöntemdir. Bizler de Risâle-i Nur’u okuyan ve okumayanlar ile ilgili pişmanlık hâlini anlatmak için […]

Hz.Dıhye ve Cebrail(as)

Hazret-i Cibril’in Dıhye sûretine girmesi Dıhye, Medine’de Müslüman olan sahabelerdendir. Adı Dıhye bin Halife’dir. Künyesi Dıhye bin Halife bin Ferve el-Kelbî şeklindedir. Aslen Arabistan yarımadasının kuzeyinde bulunan Kelb kabilesine mensuptur. Sima itibariyle yakışıklı, suret ve siret güzelliği “hüsn-ü cemâl” olarak simasına aksetmiştir. Cebrail Aleyhisselam birkaç kez Dıhye suretinde Peygamber Efendimiz(asm)’in huzuruna gelmiş ve sahabeler de […]

Peygamber Efendimiz(sav)’in Şefâati

Ulemâ-i ehl-i zahir ve ulemâ-i sû, Peygamber Efendimiz(sav)’in şefâatte hakkı olmadığını söyleyerek ehl-i îmânı ifsâd etmeye çalışıyor ve akıllara şüphe atmaya yelteniyorlar. Hâlbuki âlim olanlar problemleri gidermeli, akıllarda şüphe ve vesvese bırakmamalıdır. İnsanları iknâ ederek bilgilendirmelidir. Ancak bu âhirzamân asrı çok çalkalanmakta, fitne ve fesâd her koldan ifsâd etmektedir. İsimlerinin önünde bulunan unvanlar ve iletişim […]

Uhud’da Sadâkat ve Sebât İmtihânı

Asr-ı saadet karelerinin bütün zamanlara baktığını söyleyebiliriz. O halde asr-ı saadetin hiçbir karesini es geçemeyiz. Çünkü Peygamber Efendimiz(sav) asr-ı saadette Kur’ân’ı bütün sırları ile yaşamış ve hayata tatbîk etmiştir. O(sav)’nun hayatı hüve hüvesine yaşanmış bir Kur’ân’dır. O(sav), yaşayan Kur’ân ve bürhân-ı natıktır. Onun içindir ki her asır problemlerine saadet asrından dersler almak durumundadır ki isâbet […]

Dârü’l-Erkâm’dan, Dârü’l Âhirzamâna

Kur’ân’ı anlamak ve hayata tatbîk edebilmekti bütün gayret. Kur’ân’la nefes alabilmek ve hâllenebilmekti bütün hasret. Tâ asr-ı saadette başladı bu hayrât. Gönüllerde tesîr-i azimini gösterdi o Hazret. Çünkü rûhların ihtiyacı, kalblerin mürebbisi, akılların muallimiydi o yüce Hitab. Îmân ile fark ediliyordu o kudsî sedâ. Telaşlanmıştı bütün müşrikler. Çünkü küffâra nûr, nar gibi görünmeye başlamıştı. Bundandı […]

Asr-ı Saadet’ten günümüze Ashab-ı Suffa

İslâm’a hizmet etmenin değişik yolları vardır. Kimi malıyla, kimi ilmiyle, kimi de hayatıyla hizmet edebilir ve de etmiştir. Vakıflık da İslâm’a hizmet etmenin bir yoludur. Bu mânâda “vakıflık”, belli bir süre veya hayatı boyunca bütün zamanını İslâm’a vakfetmek ve ayırmak demektir. Her an hizmete hazır olmaktır. Başka şeylerle meşgûl olmamak, sadece hizmet-i Kur’âniye ile iştigal […]

Zindânda Unutulan Yûsuf (as)

Sebeplerin Te’sîri Yoktur Sebeplerin te’sîri olmadığını, kudretin perdeleri ve ilânatçıları olduklarını biliyoruz. Eğer bizler, Allah rızâsından önce esbâbdan netice beklemeye yönelirsek, bunun bizlere bir ceza olarak döneceğine dair bir kıssa ile devam edelim. Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Yûsuf (as)’un başından geçen ibretli hâdiseler anlatılır. Kısaca böyle bir kıssayı hatırlayacak olursak, sebeplere teşebbüsün ilerisinde sebeplerden icraât ve […]