Zübeyir Sisteminde

Zübeyir Sisteminde “Hakikî fedakâr Zübeyir, en lüzumlu ve hizmete şiddet-i ihtiyacım zamanında buraya imdadıma geldi. Yoksa Isparta’dan o sistemde birisini isteyecektim.”[1] Evet, Asrın Sahibi Sahibüzzaman, Nur’un ‘Sır Kâtibi’ ve “Kumandanı” olan, özellikle “Kâinata Değişmem” dediği ve “Taşkafa” olarak tavsif ettiği, “binine bedel”, “fenâ fi’l-Said” olarak gördüğü hakiki fedakâr talebesi Zübeyir Gündüzalp’i hizmet-i imâniye ve Kur’âniyeye […]

Tesânüd-ü hakikinin sırrı

Tesânüd-ü hakikinin sırrı Bilindiği üzere Risâle-i Nur’da temsilî hikâyecikler çokça istimâl edilir. Muellif-i muhterem Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri Risâle-i Nur’da akla vâzıh, kalbe nurânî olacak temsil yolunu ihtiyâr etmiştir. “Bütün bu risâlelerde bütün derin hakâik, temsîlât vasıtasıyla, en âmî ve ümmî olanlara kadar ders veriliyor.”[1] denilmiştir. “Demek, Sözlerdeki ekser temsiller birer burhan-ı yakinî, birer hüccet-i katıa […]

Kesretten Vahdete Dönmek!

Kesretten Vahdete Dönmek! Kesret, çokluk demektir. Esâsında ilâhi isimlerin mânâlarının değişik terkiplerle âşikâre çıkmasından başka bir şey değildir! Ancak bu ilâhi isimlerin tecellilerine mânâ-i harfi ile değil de, mânâ-i ismi ile bakılır ve meşgul olunursa kesret âlemi insanı aldatır ve dağıtabilir. Bu cihetle kesret; boğucu, meşgul edici, dağıtıcı, kendinde feda edici ve bütünlüğü bozucu bir […]

Altıncı Söz Bağlamında Siyâset

Altıncı Söz Bağlamında Siyâset Altıncı Söz, Küçük Sözler Risalesi ve Sözler kitabının Altıncı Söz’üdür. “Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek suretiyle satın almıştır.”[1] âyetinin meâlinde ve nefis ve malını Cenab-ı Hakka satmak hakkındaki âyetlerin gayet mühim bir sırrını tefsir etmekle beraber, nefis ve malını Cenab-ı Hakka satanların beş derece kâr içinde kâr […]

Mevlâna Celâleddin-i Rumî ve Bedîüzzamân

Mevlâna Celâleddin-i Rumî ve Bedîüzzamân(ra)   Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri der ki; Bil ki, ben hayatta sağ kaldıkça Mevlâna Celaleddin-i Rûmî (ks) Hazretleri’nin dediği gibi derim: ”Ben, hayatta kaldıkça, Kur’ân’ın bendesiyim. Ben Muhammed-i Muhtar’ın (asm) yolunun toprağıyım.” Evet, çünkü ben Kur’ân-ı Hakîm’i bütün feyz ve nurların menbaı görüyorum. Ve benim eserlerimde hakaikın güzelliklerinden her ne ki […]

İmâm-ı Rabbânî ve Bedîüzzamân

İmâm-ı Rabbânî ve Bedîüzzamân İmâm-ı Rabbânî, Hindistanlı büyük bir âlim olup, Hicrî ikinci bin yılının başında gelen Müceddid-i Elf-i Sani ünvânına sahip bir müceddidtir. İnanç ve fikir açısından büyük karmaşaların yaşandığı bir dönemde Hicrî 971’de (1563) Hindistan’ın Serhend kasabasında doğmuştur. Asıl adı Ahmet olan İmâm-ı Rabbânî Hazretleri’nin soyu Hz. Ömer’e (ra) dayandığından Fârukî, memleketinden dolayı […]

Cemaleddin Efganî ve Bedîüzzamân

Cemaleddin Efganî ve Bedîüzzamân Bedîüzzamân Hazretleri İttihad-ı İslâm fikrinde müttefik olduğu kişilerle ilgili şu ifadelerde bulunur:  “Sultan Selim’e biât etmişim. Onun ittihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim. Zira o, Kürdleri îkaz etti. Onlar da ona biât ettiler. Şimdiki Kürdler, o zamandaki Kürdlerdir… Bu mes’elede seleflerim Cemaleddin-i Efganî, Mısır müftüsü merhum Muhammed Abduh, Ali Suavî, Hoca Tahsin […]

Siyâsetteki Muktesid Meslek

Siyâsetteki muktesid meslek Risâle-i Nur Külliyatı’nda müsbet siyâset için “siyâsetteki muktesid meslek”[1] tabiri kullanılır. Muktesid, iktisatlı olmaktır. Malını, ömrünü, vaktini boşuna geçirmemek, lüzumsuz masrafta bulunmamaktır. Öyleyse iktisat, aşırılıklardan, ifrat ve tefritten halas olup hadd-i vasatta gitmektir. Bu bir nevi israfa düşmemek, zarar vermemek ve zulme girmemek olarak da anlaşılabilir. Demek ki Risâle-i Nur’da bahsedilen “siyâsetteki […]