Risâle-i Nûrları Sadeleştirme Üzerine…!

Son haftalarda gündeme gelen Risâle-i Nûr Külliyatı’ndan Lem’alar adlı eserin sadeleştirilmesi üzerine yoğun bir tartışma başlamış durumda. Meseleye Risâle-i Nûrlara sadâkatla hizmet eden saff-ı evvel ağabeyler ve mesâisini Risâle-i Nûrlara teksîf etmiş bulunan yazarlar bigâne kalmadılar ve çeşitli vesîlelerle düşüncelerini kamuoyuna deklare ettiler. İyi de ettiler. Acaba Risâle-i Nûrlar üzerine niçin bu kadar hassasız ve […]

Nûrdan Tefeyyüzlerim

Risâle-i Nûr’a cüz olarak değil küll olarak bakmak gerekiyor. Cüz, küldendir; ancak küll değildir. Parça bütündendir, ancak bütün değildir. Bütün mesele hayata Bedîüzzamân’ca bakabilmek ve Bedîüzzamân’ca dayanabilmektir. Çünkü O, hayata Kur’ân ve sünnet penceresinden baktı ve öylece yaşadı. Zahmetle(زَحهمَته) Rahmet(رَحهمَته) arasında sadece bir “nokta” farkı vardır. Zahmetteki (ze)’nin“ز” noktası kalksa (re) “ر”olur. Ve zahmet(زَحهمَته), rahmet(رَحهمَته) […]

Her risâlede herkesin hissesi var, fakat…!

Başlığa aldığımız “Her risâlede herkesin hissesi var; fakat herkes herşeyini bilmek lâzım değildir. (Barla Lâhikası, s:547)” cümlesi Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri’ne aittir. Âziz Üstâd’ımız acaba bu ifâdelerle ne anlatmak istiyor olabilir? Barla Lâhikası mektuplarında bu ifâdesini şu şekilde açıklıyor; ”Zaten mükerreren demiştim: Herkes her risâlenin her meselesini anlamasına muhtaç değil. Ne kadar anlarsa kâfîdir.(Barla Lâhikası, s:549)” […]

Risâle-i Nûr’’un letâfet-i aslîyesi muhâfaza edilmeli

Risâle-i Nûr’’un letâfet-i aslîyesi muhâfaza edilmeli: Bu mânâda öncelikle söz Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri’ne aittir. “Kur’ân’ın bir nevî tefsîri olan Sözler’deki hüner ve zarâfet ve meziyet kimsenin değil, belki muntazam, güzel hakâik-i Kur’âniyenin mübârek kâmetlerine yakışacak mevzûn, muntazam üslûp libâsları, kimsenin ihtiyâr ve şuûruyla biçilmez ve kesilmez. Belki onların vücûdudur ki öyle ister; ve bir dest-i […]

Risâle-i Nûr’un Her Meselesini Herkes Anlar mı?

Bu mecmua (Zülfikar Mecmuası) büyük bir bahçedir. Her adam her meselesini, her meyvesini elde edemez. Ne kadar bilse kârdır.(Saîd Nursî)” “Risâle-i Nûr, sair kitaplara muhalif olarak, başta perdeli gidiyor; gittikçe inkişaf eder.(Dördüncü Şua)”  Her risalede herkesin hissesi var; fakat herkes herşeyini bilmek lâzım değildir.Zaten mükerreren demiştim: Herkes her risalenin her meselesini anlamasına muhtaç değil. Ne […]