Zübeyir Sisteminde

Zübeyir Sisteminde “Hakikî fedakâr Zübeyir, en lüzumlu ve hizmete şiddet-i ihtiyacım zamanında buraya imdadıma geldi. Yoksa Isparta’dan o sistemde birisini isteyecektim.”[1] Evet, Asrın Sahibi Sahibüzzaman, Nur’un ‘Sır Kâtibi’ ve “Kumandanı” olan, özellikle “Kâinata Değişmem” dediği ve “Taşkafa” olarak tavsif ettiği, “binine bedel”, “fenâ fi’l-Said” olarak gördüğü hakiki fedakâr talebesi Zübeyir Gündüzalp’i hizmet-i imâniye ve Kur’âniyeye […]

Kesretten Vahdete Dönmek!

Kesretten Vahdete Dönmek! Kesret, çokluk demektir. Esâsında ilâhi isimlerin mânâlarının değişik terkiplerle âşikâre çıkmasından başka bir şey değildir! Ancak bu ilâhi isimlerin tecellilerine mânâ-i harfi ile değil de, mânâ-i ismi ile bakılır ve meşgul olunursa kesret âlemi insanı aldatır ve dağıtabilir. Bu cihetle kesret; boğucu, meşgul edici, dağıtıcı, kendinde feda edici ve bütünlüğü bozucu bir […]

Altıncı Söz Bağlamında Siyâset

Altıncı Söz Bağlamında Siyâset Altıncı Söz, Küçük Sözler Risalesi ve Sözler kitabının Altıncı Söz’üdür. “Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cennet vermek suretiyle satın almıştır.”[1] âyetinin meâlinde ve nefis ve malını Cenab-ı Hakka satmak hakkındaki âyetlerin gayet mühim bir sırrını tefsir etmekle beraber, nefis ve malını Cenab-ı Hakka satanların beş derece kâr içinde kâr […]

Fesad-ı Ümmet Zamanı

Fesad-ı ümmet zamanı Âhirzaman, ihbar-ı gaybîlerle haber verilen ümmetin korktuğu ve fitnesinden Allah’a sığındığı bir asırdır. Ehl-i îmân istiâze duâsı ile “bin üç yüz sene zarfında, emr-i peygamberî ile bütün ümmet o fitneden istiaze etmiş, azab-ı kabirden sonra “…ahirzamanın fitnesinden [bizi koru Allah’ım][1]”vird-i ümmet olmuş.”[2] Bu hadîs-i şeriften de anlaşılmaktadır ki en büyük fesad-ı ümmet […]

Hakperest Olmak

Hakperest Olmak Hakperest; Doğruluktan ayrılmayan, doğruluğu ciddi ve samimi seven kişidir. Hakka iman eden ve hak üzere amil olandır. Hakperest kişi, doğruluk ve haktan taviz vermez, doğruluktan ayrılmaz, hak ve hakîkati ciddî mânâda sever. Hakperest olan, hak ve bâtılı birbirinden tefrik eder. Fıtraten hakka taraftardır ve hakka hizmet etmekten zevk ve şevk alır. Ey Hakka […]

Şahs-ı mânevîyi anlamak

Şahs-ı mânevîyi anlamak “Evet müteaddid eşya bir cemâat şekline girse, bir şahs-ı mânevîsi olacaktır. Eğer o cem’iyet, imtizac edip ittihad şeklini alsa, onu temsil edecek bir şahs-ı mânevîsi, bir nevi ruh-u mânevîsi”[1] olacaktır.  O şahs-ı mânevînin ruh-u mânevîsini de şuralar temsil eder. Hem o şahs-ı mânevî, çok ruhların imtizacından ve tesanüdünden ve efkârın telâhukundan ve […]

Asır, şahıs ve ferd asrı değildir!

Asır, şahıs ve ferd asrı değildir! Bu zaman ve zeminde şunu net olarak ifade edebiliriz ki, asrımız şahıs ve ferd asrı değildir. Fertler bu asırda şahs-ı mâneviler karşısında her daim mağlup vaziyette kalır. Bedîüzzamân Said Nursî’nin ifadesiyle “Bu zaman, cemâat zamanıdır. Ferdî şahısların dehası, ne kadar hârika olsalar, cemâatın şahs-ı mânevîsinden gelen dehasına karşı mağlub […]

Maddî ve Mânevî Kalb

Maddî ve Mânevî Kalb “Eyyub’u da hatırla ki, Rabbine şöyle niyâz etmişti: “Bana gerçekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.[1]” Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın yaralarından neş’et eden kurtlar kalb ve lisânına ilişince ma’lûmunuz kalben ubûdiyetine ve lisânen zikrine hâlel gelir endişesi ile münâcatta(duâda) bulunûr. Burada kalbe ilişen kurtlardan kasıt mecaz değil, bildiğimiz kurt iseler yani […]

Fıtrat-i zîşuur: Vicdan

Fıtrat-i zîşuur: Vicdan Vicdan, insanın içindeki iyiyi kötüden ayırabilen ve iyilik etmekten lezzet duyan ve kötülükten acı duyan insânî bir hisdir. Vicdan insanın bütün his, latife, duygu ve düşüncelerini, bu duygu ve düşüncelerdeki maksat ve niyetleri adım adım izleyen, hiçbirisine bigâne kalmayan, hatır, gönül, hoşgörü, merhamet, dostluk, iltimas vb. tanımadan yargılayıp sorumluluğu takdir eden her […]