Şöhret-i Kâzibe Kapısı

Şöhret-i kâzibe kapısı: Şöhret-i kâzibe; geçici ve yalancı şöhret, aldatıcı ün ve nâm şeklinde tarif ediliyor. Şöhret, riyâdır ve kalbin ölümüdür. İnsanı manen öldüren zehirli bal hükmünde bir musîbettir. Bu zehirli bal insana büyük rahneler açar. İnsanda en zayıf damarlardan biri de şöhret ve makam sahibi olmaktır.  Bediüzzaman, Katre’nin Zeyli eserinde, şöhret hakkında diyor ki: “Ey […]

Kur’ân-ı Hakîm’in hazinesinin dellâlı

Bilindiği üzere Bediüzzaman Hazretleri maddî ve mânevî makamları kabul etmiyor. Talebelerinin ısrarlı tahşidatına karşı büyük makamları red ediyor. Talebelerinin ellerinde bir hak ve hakikat olduğunu kabul ettiği halde, bir nevi tevil ve izah ile kendisine verilen makamların yönünü ve yüzünü Riale-i Nur’a ve şahs-ı mânevîye çeviriyor. Kendisine tevcih edilen büyük makamları üç şahsiyetinden birisi ve […]

Makamat-ı mânevîye mesleğimizde mevzu-u bahis değil

Bediüzzaman Hazretleri’nin talebelerine yazdığı mektuplar bilinir. Hatta bu mektuplar Yirmisekizinci Mektup olarak Maktubat eserine girmiştir. Ancak hacimleri çok büyük olduğu için Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lahikası mektupları olarak müstakil olarak neşredilmişlerdir. Bir de talebelerin Üstadları Bediüzzaman’a yazdıkları mektuplar vardır. Bu mektupların bir kısmı münteşir lahikalara girdiği halde, önemli bir kısmı gerememiştir. Hem Bediüzzaman’ın, hem de […]