Husûmet

Husûmet, düşmanlık, hasımlık, kincilik, zıddiyet, çekişmek mânâlarına gelen bir kelimedir. Bu fiil imân kardeşliğine ve fazilet-i İslâmiyeye zıddır. Husûmet, vahşet ve cehaletten ortaya çıkar. Aynı zamanda husûmet, mazi derelerinde hükümferma olan bir fiildir. Bediüzaman’ın ifadesiyle bu zaman ve zeminde mü’minlere karşı “Husûmet ve adâvetin vakti bitti.”[1] Çünkü “İslâmiyet, selm(barış) ve müsâlemettir(emniyet ve güvendir); dâhilde niza […]

Kizb/Yalan

Kizb, çok fenâ bir fiildir. İslâm dîni bu fiili kesinlikle yasaklamıştır. Çünkü İslâmiyet’in üssü’lesâsı sıdk olduğu için kizbe asla müsâmaha yok. Ancak içinde yaşadığımız âhirzaman asrında, asr-ı saadetten günümüze gele gele, sıdk ve kizb ortasındaki mesâfe azalıp, omuz omuza gelmiş durumda. Bir dükkânda her ikisi beraber satılmaya başlandığı gibi, ahlâk-ı içtimâiye de bozulmuş durumda. İşte […]

Tefâhur

Tefâhur;  iftihâr etmek, övünmek anlamlarına gelmektedir. Kendini iyi görüp, kusurdan gaflet etmektir.  İnsanın kendisinde var olduğunu düşündüğü, bazı faydalı işlerini ve iyiliklerini başkalarına göstermek ve bununla övünmesidir. İnsanın mânevî cephesini öldüren, enfüsî âlemini harap eden mânevî bir hastalıktır. Halbuki insanın kendini övüp senâ etmesi kalbî bir marazdır. Tefâhur marazının altında enâniyet, kibir, gurur gibi mânevî […]

Gıybet, Gayet Menfur ve Fenadır

Gıybet, gayet menfur ve fenadır “Sizden biri, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?”[1] Gıybet şu âyetin kat’î hükmüyle nazar-ı Kur’ân’da gayet menfur ve ehl-i gıybet, gayet fena ve alçaktırlar.[2] Bediüzzaman gıybet konusunda ayetin hükmünü de nazar-ı dikkate alarak gayet şiddetli bir üslup kullanıyor. Gıybet, cemiyetin bulaşıcı mikrobudur. Çabuk sirayet eder, yayılır. Kâinat manen nur talebelerine […]

Bediüzzaman’ın Eğitim Modeli

Eğitimde tatbik edilen sistemler Bediüzzaman’ın Münâzarât’ta “Câmiü’l-Ezher’in kızkardeşi olan, “Medresetü’z-Zehrâ” namıyla dârülfünun”[1] olarak tarif ettiği bahsin sekizinci şartında; “Kürdistan’da âdet-i müstemirre olan talim-i infiradiyi halka ve daireye tebdil etmek.”[2] kısmı müdakkik ve mütehassis bir Nur Talebesi’nin okumalarında nazar-ı dikkati celb etmiş olup, bizlerle de paylaşması münasebetiyle mütalâaya almış bulunuyoruz. (Hatırlatma: Sekizinci şartın hatimesinde “Şüphesiz bu […]

Bedîüzzamân ve Japonlar

Bediüzzaman ve Japonlar Bediüzzaman ve Japonlar meselesi ile ilgili bazı araştırmacıların[1] ciddî çalışmaları mevcut. Bizler ise bazı kaynaklarda Japon Başkumandanı Mareşal Count Nogi Maresuke bir hey’etle birlikte Haziran 1911’de İstanbul’a gelip, çeşitli sualler sormuş olduğu bilgisine ulaştık. Böylece Bediüzzaman ve Japonlar konusunu biz de gündemimize almış olduk. Bu kaynaktaki bilgilere göre aslı Beşinci Şua olan […]

Bedîüzzamân’ın Rumeli seyahati

Bediüzzaman, 1911 yılı baharında, Mart ortalarından Mayıs ayına kadar bir tarihte, Şam’dan hareket ederek Beyrut, Kıbrıs(Larnaka), İzmir üzerinden deniz yolu ile İstanbul’a gelir. Aynı yılın Haziran ayında gerçekleştirilen Sultan Reşad’ın Rumeli seyahatine Şark Vilayetlerini temsilen iştirak eder. Bediüzzaman’ın bu seyahate katılmasını, Enver ve Niyazi Bey gibi dostları ister. Kendisi de onların hatırını kırmayarak bu kafileye […]

Bedîüzzamân ve Urfa

Bediüzzaman ve Urfa Bedîüzzaman ile Urfa şehri arasındaki münasebet önemlidir. Bu münasebetin târihî açıdan da önemi bilinmektedir. Urfa, târihî olarak mânevîyat ihtiva eden bir şehir olması ve bu târihî seyir içinde pek çok hadisenin yaşanması hasebiyle tarihimizin sayfalarında altın harflerle yazılıp yâd edilmiş ve pek çok muhterem zatların-ki başta enbiyâlar ve evliyâların- yaşadığı şehirdir. Bediüzzaman’ın […]

Bedîüzzamân ve Nesl-i Cedîd

Bediüzzaman, Nesl-i Âti’ye sesleniyor! Gençler, toplumların istikbalde yükünü omuzlarında taşıyacak olan yegâne insan potansiyelidir. Gençliği sağlam toplumlar, istikbale daha sağlıklı bir ümitle bakar. Bediüzzaman, gençler için Gençlik Rehberi eserini te’lif ederek verdiği önemi göstermiştir. Gençler, Risale-i Nur’un “Gençlik Rehberi gibi keskin kılınçlarıyla mukabele etmeleri lâzımdır ve elzemdir. Yoksa o biçare genç, hem dünya istikbalini ve […]