Te’sîrât-ı hâriciyeye kapılmamak…

Te’sîrât-ı hâriciyeye kapılmamak… “Fert te’sîrât-ı hâriciyeye karşı daha az mukavimdir.”[1] Bu zaman ve zeminde ancak bir cemâat ruhu taşıyan şahs-ı mânevî te’sîrât-ı hâriciyeye karşı mukavemet edebilir. Çünkü “Müteaddid eşya bir cemaat şekline girse, bir şahs-ı mânevîsi olacaktır. Eğer o cem’iyet, imtizac edip ittihad şeklini alsa, onu temsil edecek bir şahs-ı mânevîsi, bir nevi rûh-u mânevîsi […]

Muhterem Şükrü Sevindik Hocama!

Kıymetli hocam, “Ölüm Yokluk Değildir” yazımızın bir paragrafını yazınıza konu yapmışsınız. Buna sevindim. Böylece sitemiz aracılığıyla da olsa bir hasbihâl etme imkânımız oldu. Öncelikle belirtmek isterim ki faklılıkları fıtrî görüyor ve bir zenginlik addediyorum. Hele hele “Hem tesâdüm-ü efkârdan ve tehâlüf-ü ukûlden hakîkat tamâmıyla tezâhür eder. (Mektubat,2005,s:452)” sırrınca fikirlerin çarpışmasından hakîkat şimşekleri ve parlaklığı ortaya […]

Ölüm Yokluk Değildir Yazımıza Gelen Cevap

Daha önce feyzinur sitemizde de yayınladığımız “Ölüm Yokluk değildir!” başlıklı bir yazımıza farklı bir intenet haber sitesinden bir yazar(Ş.Sevindik) cevabî bir yazı yazmış. Bizler de bu yazıya cevaben aşağıdaki yazıyı yazarak cevap hakkımızı kullandık. İlgili yazı ağaşıdaki linktedir: http://www.akkusunsesi.com/baki-cimicin-olum-yokluk-degildir-makale,255.html

Risâle-i Nûr’un sadeleştirilmesi mes’elesine yazılan bir yoruma cevap

Bir okuyucumuz hem Feyzinur sitemizde hem de değişik sitelerde yayınlanan “Risâle-i Nûrları Sadeleştirme Üzerine…!” yazımıza bir yorum yazmış. Elbette ki yazabilir. Mademki yazımız umûma açık bir yazı ise edeb ve saygı çerçevesinde yorum da yazılabilir cevap da. Hatta yazdığımız yazıda doğru olmayan yerler delilleriyle ortaya konar ve tekzîp de edilebilir. Bunlara mâni’ hiçbir sebep yoktur. […]

Kıskançlık Hastalığı

Kıskançlık; bizden farklı olana, dikkati dahâ çok çekene, sahip olamadığımıza sahip olana, dahâ huzurlu, dahâ mutlu yaşayana karşı duyulan tarîfi zor bir duygudur. Aynı zamanda olumsuz bir tutum veya tavırdır. Birçok sebep sonucunda kıskançlık duygusu kendisini gösterebilir. Meselâ beklediği ilgiyi, sevgiyi, şefkati göremediği zaman kişide kıskançlık duygusu görülebilir. Kıskançlık ferdî yâda cemâatî kaynaklı da olabilir. […]

Münâkaşa Sû-i Te’sîr Eder

Münâkaşa; kısaca ölçüsüz ve mîzânsız tartışmaktır. Aynı zamanda da sert tartışma ve ağız kavgasıdır. Bir konu hakkında, hep kendini haklı göstermek için karşısında konuşan kimsenin kalbini kıracak şekilde sözü uzatmak ve gönül incitmektir. Elhâsıl kötü bir huydur. Münâkaşada devrede hisler ve nefisler vardır. Hak, hakîkat ve insâf münâkaşada devre dışıdır. Çünkü akıl, kalb ve rûh […]

Bir Münâzaranın Serencâmı

İnsanlara yaklaşımın ve uygulanan metodun ne kadar önemli olduğunu yaşadığım bir münâzarada çok dahâ iyi anlamış oldum. Dışlamamak, ötekileştirmemek ve fikirlerine katılmasak da ortak noktalara hamlederek farklı fikirlerdeki insanlar ile konuşabilmek ve tartışabilmek. Buna çok ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Hele ki Bedîüzzamân Hazretlerinin “Zira medenîlere galebe çalmak iknâ iledir, söz anlamayan vahşîler gibi icbâr ile değildir. […]

Sû-i Zann

Sû-i zan; fenâ, kötü zan ve şüphe olarak bilinir.Kötü zann, fena tahmindir. “Sû” “fenalık, kötülük” demektir.”Sû-i hareket (kötü davranış)”, “sû-i ahlâk (kötü ahlâk)”, “sû-i niyet (kötü niyet)” vb. gibi, “sû-i zan” da, “kötü zan” anlamındadır. “Sû’-i zan etmeyiniz.” Kur’ân’ın emridir. Sû’-i zan, yanlış karar vermeğe sebeb olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayınız, kusurlarını görmeyiniz, münâkaşa etmeyiniz, […]

Münâkaşa, Münâzara ve Müzâkere

Münâzara başka, münâkaşa başkadır. Müzâkere ve fikir teâtisi ise daha başkadır. Hele ki ölçüsüz ve mizânsız münâkaşa hem söyleyene hem de dinleyene ve de okuyana zarardır. Münâkaşa; kısaca ölçüsüz ve mizansız tartışmaktır. Sert tartışma ve ağız kavgası şimdilerde ise kalem (klavye) kavgasıdır. Bir konu hakkında, hep kendini haklı göstermek için karşısında konuşan kimsenin kalbini kıracak […]