Tevhîd-i Îmânî, Tevhîd-i Kulûbu İster

Evet, tevhîd-i îmânî, elbette tevhîd-i kulûbu ister. Ve vahdet-i itikad dahi, vahdet-i içtimâîyeyi iktizâ’ eder.(Yirmi İkinci Mektup) Müslümanların ayrılığı ve ittifak edemeyişi hep bizleri muzdarîb etmiş bir hâl olarak karşımızda durmaktadır. Her müslüman bu ayrılığın ittifaka dönüşmesi yönünde görüş ileri sürmekte ve bu ittifakın zarûretini kendi bakış açısıyla ve geçerli gördükleri gerekçelerle anlatmaktadırlar. Yine de […]

Bedîüzzamân ve Nazar

Nazar beni şiddetli müteessir eder. “Cüz’î ve lüzûmsuz bir âdi halimi size yazmak icap etti. Kardeşlerim, Benim kat’î kanaatim geldi ki, nazar, beni şiddetle müteessir ve hasta eder. Çok defa tecrübe ettim. Ben ruh u canla size her vaziyette arkadaş olmak istiyorum, fakat النَّظَرُ يُدْخِلُ الْجَمَل الْقِدْرَ وَ الرَّجُلَ الْقَبْرَ (Göz değmesi, deveyi kazana, adamı […]

İğtinâm-ı Fırsat

İğtinâm-ı fırsat; fırsatı ganimet bilmek, fırsatı kaçırmamak, fırsattan istifâde etmektir. Esâsında hayat büyük bir nimettir. Zaman ise o nimeti gayat’ül gâyata sevk etmekte istimâl edilecek en önemli zemberektir. Fırsatlar ise stok edilmez. O halde hayatımızın en önemli gâyesi Kur’ân ve sünnet-i Resûlullah(sav)’ı asrımıza en eşmel ve mükemmel bir sûrette tefsîr eden Risâle-i Nûrları okumak, anlamak, […]

İsrâf ve Âhirzamân

“Yiyin, için, fakat isrâf etmeyin.” (A’râf Sûresi, 7:31) Şu âyet-i kerîme iktisada kat’î emir ve israftan nehy-i sarih suretinde gayet mühim bir ders-i hikmet veriyor. Rivayette var ki, “Âhirzamanın eşhas-ı mühimmesinden olan Süfyanın eli delinecek.” Allahu a’lem, bunun bir tevili şudur ki: Sefahet ve lehviyat için gayet isrâf ile elinde mal durmaz, israfata akar. Darb-ı […]

Kör Noktalarımız

Kör Noktalarımız Kendimizi ve nefsimizi merkeze alarak Kör Noktalarımızı Risâle-i Nûrlardan da istifâde ederek tespit etmek niyetindeyiz. İnşâallah istifâdeli bir çalışma olur ümîdindeyiz. Öncelikle Kör Nokta hakkında bilgi vermek gerekirse; “Kör Nokta”;kişinin kendisinin göremediği, ancak karşısındakilerin gördüğü, hoşlanılmayan davranış iletişimi diye ta’rîf ediliyor. Beden dilinin, göz temasının, ses tonunun, mimiklerin ba’zen zamansız, ba’zer yersiz, ba’zen […]

Başka Şeylere Müracaat Etme

“Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tezellül edip minnet çekme. Onlara temellük edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir. Herşeyin anahtarı Onun yanında, herşeyin dizgini Onun elindedir. Herşey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.(Yirminci Mektup )” Allah biridir. Buna […]

Esbâb ve Müessir-i Hakîkî

Bütün esbâb silsileleri Allah’a dayanıyor ve kudretine istinad eder ve o kudretinin tasarrufâtına birer perdedirler. O kudret-i kudsîyenin izzetini ve haşmetini muhâfaza için bütün zâhirî sebepler yalnız birer perdedirler; icâdda da hiç te’sîrleri yoktur. Emir ve irâdesi olmazsa hiçbir şey, hattâ hiçbir zerre hareket edemez. Öyleyse sebepler Allah’ın kudretine tenteneli bir perdedir. Allah’ın icrâatına ve […]

Günahların Tehâcümâtı

Asrımız çok problemli bir asırdır. Üstadımızın ta’bîrince “fitne ve fesat, helâket ve felâket asrı”dır. Bu zamanda günahlar insanları çok çabuk sarıyor ve insanlar günahların tehâcümâtına karşı zorlanıyorlar. Hatta ba’zı insanlar kolayca o günahlara isteyerek giriyor ve birçok kebâiri kolayca işleyebiliyor. Hatta ehl-i îmân dahi bu asrın günahlarından sakınmakta çok zorlanıyorlar. Yine Üstadımızın ifâdesi ile her […]

Latîfe-i Rabbâniye

İnsana Rabbimiz tarafından verilen hislerin istimâl mahalli ve zirveye ulaşması muhabbetullaha bağlanmıştır. Demek ki hisler hakîkî mânâda muhabbetullah için yaratılmış. Bu mânâda Risâle-i Nûr’dan bir alıntı yapalım.“Rûh-u insanî gayr-ı mütenahi ihtiyaçlara giriftar, gayr-ı mütenahi elemlere mahaldir. Gayr-ı mahsur lezzetlere iştahlıdır. Gayr-ı mahdut âmâli beslemektedir. Hattâ, kalbin dalâletiyle beraber rûhtan fışkıran şefkat, gayr-ı mütenahi elemleri tazammun […]