Uhuvvet Rûhu ve Şahs-ı Mânevî

Uhuvvet ruhu ve şahs-ı mânevî Uhuvvet; fenâ fi’l-ihvân ruhu ve tefâni sırrıyla hayat buluyor. Fenâ fi’l ihvân, senin hissiyatına maya olacak. Mıknatıs gibi kardeşlerin ruhu ile imtizaç edecek. Eğer bu olmazsa, enâniyet, gurur, rekâbet gibi hissiyatlar ortaya çıkar. Kıskançlık mikrobu ve illeti devreye girer. Bu durumda kaybeden olacaksın. Hasâret-i azîmeye dûçar olabilirsin. Bediüzzaman’ın “Onun için […]

Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsine meftun olmak lâzım

Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsine meftun olmak lâzım Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Zaman şahıs zamanı değil, şahs-ı mânevî zamanıdır. Risale-i Nur’da şahıs yok, şahs-ı mânevî var. Ben bir hiçim. Risale-i Nur, Kur’ân’ın malıdır, Kur’ân’dan süzülmüştür. Şeref ve hüsün Kur’ân’ındır. Şahsımla Risale-i Nur iltibas edilmiş. Meziyet, Risale-i Nur’a aittir. Risale-i Nur’un neşrindeki harika muvaffakiyet ise, Risale-i Nur talebelerine aittir.”[1]İşte […]

İslâm kardeşliği ve ihlâs

Mü’minler ancak kardeştirler İman, bütün eşya arasında hakikî bir uhuvveti, irtibatı, ittisali ve ittihad rabıtalarını tesis eder. İman, herşeyin arasında bir uhuvvet, bir kardeşlik te’sis ettiği için; mü’minin ruhunda hırs, adavet, kin ve vahşet şiddetlenmez. Çünkü mü’min, nur-u imanın dikkatiyle en şedid düşmanıyla dahi bir nevi kardeşliği var olduğunu görür. Bu kardeşlik o düşmanın adavet […]

Kocatepe’de Uhuvvet ve Muhabbet Seli

Kocatepe’de uhuvvet ve muhabbet seli Yıllarca bekledik ümitle 19 Ekim’i. Hiç ümidimizi yitirmemiştik zaten. Çünkü biliyorduk Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin tasarrufunun devam ettiğini. Çünkü Bediüzzaman Hazretleri’nin de “Mâruf-u Kerhî denilen bir kutb-u âzam ve Şeyh Hayâtü’l-Harrânî denilen bir kutb-u azîm, Hazret-i Gavs’tan sonra mematları hayatları ” gibiydi.